Sayın Başbakanımıza “Düzeltilmeleri” için açık çağrı yapılması gereken konular var.
Bunların vatandaşlarımızdan duyduğumuz şikayet ve serzenişler nedeni ile dile getirilmesi gerekmekte.
Şikayet konusu olanlardan vatandaşa en çok ezgi vereni, zaman kaybına uğratanı ve devletle iş yaptığına yapacağına pişman edeni “Damga Pulu” uygulaması.
Artık bu halkı bezdiren, devlet dairelerinde zaten var olan bürokrasiden bıkmış, bir de işini gücünü bırakıp köşe bucak damga pulu aramaya zorlayan, resmi evraklara damga pulu yapıştırmak uygulamasına son verilmesi gerekmektedir. Akılcı bir yoldan ve devleti vergi kaybına uğratmayacak şekilde.
Örnek almamız gereken anavatan Türkiye, bunu iki şekilde çözmüş.
01.01.2005 tarihinden başlamak üzere damga pulu yapıştırmak suretiyle damga vergisi ödeme uygulamasını kaldırmış ve bunun yerine makbuz karşılığı damga vergisi ödenmesi uygulaması getirmiş. Bazı işlemlerde de, makbuzu da kaldırmış yerine evrak harcı koymuş.
Örneğin vatandaşın “Doğum Belgesi” talebinde, 1 TL Doğum Belgesi ücreti, 10 TL Damga Pulu isteneceğine, Doğum Belgesi çıkarım ücreti 11 TL olarak uygulamayı başlatmış. Vatandaş bu şekilde hem istediği evrakı alabilmekte hem de köşe bucak damga pulu aramaya zorlanmamakta.
KKTC’de de bu uygulama hayata geçirilmeli.
Bunu yapabilecek yasalarımız, yeteneğimiz, inisiyatifimiz ve personelimiz yoksa en azından tüm dairelerdeki vezne ve evrak hazırlayan birimlerde “Damga Pulu” bulunmasını sağlamanız gerekmektedir.
Bunun ötesinde artık e-devlete tam olarak geçilmesi lazımdır.
82 milyonluk Türkiye’de devletle olan tüm evrak işleri internet üzerinden yapılabilirken, bizde hala merkezi hükümetçilik uygulaması yürürlüktedir.
Lefkoşa’da oturmayan birçok vatandaşımız en basit bir evrakı alabilmek için en az 3 kez ve 3 gün arka arkaya aynı daireye gitmek zorunda bırakılmaktadır. Bunlardan en kötüsü, en yıldıranı da, ilgili evrakın işlemleri nihayet bittikten sonra evrakın altına son imzayı atacak bürokratın içeride bulunmaması ve yerine de vekaleten imza atacak birinin olmamasıdır. Beklersiniz, saatlerce beklersiniz ama gelmez ve siz mecburen Mağusalı iseniz Mağusa’ya, Karpazlı iseniz Karpaz’a, Güzelyurtlu iseniz Güzelyurt’a dönmek zorunda kalırsınız. Ertesi gün de tekrar gelirsiniz aynı daireye. Şanslı iseniz evrakınız imzalanmıştır ve sizi bekler. Son imzanın sahibi daha gelmemiş ise gene beklemek zorundasınız…
Gerçekten de çok bıktırıcı ve bezdirici bir bürokrasimiz var. Bunu çözmek ve azaltmak için de hiç kimse uğraşmıyor maalesef.
Vatandaşlık, muhaceret, ikamet, sınav girişi başvurusu ve benzeri konularda istenen belgeler ise hem çok fazla, hem de bazıları çok saçma. KKTC vatandaşı kadından evlenince, yabancı uyruklu kocasını geçindireceğine dair kendisinden taahhüt istenmesi veya da muhtardan birlikte yaşadıklarına dair pullu ve mühürlü evrak getirmesi talebi gibi. Hangi kafadan çıkmış bu saçma fikirler hala anlamış değilim.
Sıradan bir sınava, Kolej sınavına girmek için istenen belgelere bakın;
1. Kimlik veya doğum belgesi
2. Öğrenci Belgesi
3. Banka dekontu
4. İkamet belgesi
5. Başvuru belgesi
Sınava girecek öğrencinin annesi veya da babası toplamda 5 ayrı kurum veya devlet dairesini dolaşmak zorunda bırakılıyor evlatlarının sınava girmesini sağlayabilmek için.
Türkiye’de ise bu uygulama son derece basitleştirilmiş artık. Velilerin daire daire dolaşmasına gerek kalmadan ve beş kuruş da sınav ücreti ödemeden evlatları sınava giriyor.
Sınava girmek için istenen belge sadece ve sadece “Öğrenci Belgesi”. Onu da sınavdan önce ilgili okul öğrencisine, elden ücretsiz veriyor…
Niçin bizde, 280 bin kişilik küçücük bir ülkede, hala bu tür uygulamalar yürürlükte değil.
Galiba sadece konuşuyoruz ama ürettiğimiz hiçbir şey yok….
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun