Başbakan Erdoğan’ın ardından Kıbrıs

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelişiyle adeta bir gelin gibi süslenen ülkemizde her şey eskiye döndü. Birkaç gün öncesine kadar rengarenk çiçeklerin, yemyeşil çimlerin gövde gösterisi yaptığı yollarımız yine çöplere, hayvan leşlerine kucak açtı.

 Tüm bunların da ötesinde Başbakan Erdoğan’ın ülkemize geleceğini açıklamasıyla birlikte adeta cengaver kesilen sendikalarımız büyük bir sessizliğe büründüler. Hatta o günlerde Başbakan Erdoğan’ın uçağını indirmemek için elinden geleni ardına koymayacağını’ ifade eden KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan’a dahi bir uzlaşı havası geldi. Hatırlayacağınız üzere Ahmet Kaptan, son anda girişimlerinden vazgeçtiğini açıklamış ve Bakanlar Kurulu’nun vermiş olduğu grev yasağına uyacağını ifade etmişti.

 Herhangi bir olumsuzluk olur mu? Bir protesto gösterisi ya da istenilmeyen bir hareket yaşanılır mı şüpheleri içerisinde tamamlanan Başbakan Erdoğan’ın ziyaretinin ardından bir süre sükunetin hakim olduğu ülkemizde yeniden bir kaos ortamı baş gösterdi. Peki Kıbrıs Türk halkı bugünlerde neleri mi tartışıyor?

Öncelikle, bazı Polis Teşkilatı mensuplarının, Erdoğan’ın ziyareti esnasında KTHY önünde protesto gösterisi yapan vatandaşlara orantısız güç kullanması köşe yazarlarının ve gazetelerinin en çok tartıştığı konu oldu.  Görevi kötüye kullanmak tabirini ve polis-vatandaş ilişkilerinin, yaşanılan bu olaylarla sarsıldığına dair açıklamaları da sıkça duyduk.

 Öte yandan ülkemiz bir de ‘rüşvet’ tartışmalarıyla dolu günler yaşadı. Star Kıbrıs Gazetesi’nin gün yüzüne çıkardığı rüşvet olayında Şehircilik Dairesi Müdürü Hasan Baltacıgil’in, “proje onaylama karşılığında” bir şirketin işlerini yürüten Ayşeli Özdemir’den, “15.000 Sterlin istediği” iddia edildi. İddialara göre bu olayı duyan İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Baltacıgil parayı alırken, makam odasına baskın yaptı. Yaşanılan bu gelişmelerin ardından dün İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’ndan bir açıklama yapıldı. Söz konusu rüşvet olayında adı geçen Şehircilik Dairesi Müdürü Hasan Baltacıgil’in görevine üçlü kararname ile son verildi.

 Ne yazık ki yaşadığımız olaylar bununla da sınırlı kalmadı. İki aslanlar gibi gencimizi hayatlarının baharında, ‘motosiklet’ kazası yüzünden toprağa verdik. Geçen gün de 11 aylık bir bebeğimiz mevlüt için gittiği teyzesinin evinde havuza düşerek boğuldu. Her günümüz ne yazık ki trafik kazalarıyla dolu. Yurdumuzun dört bir yanından kaza haberleri yağıyor haber merkezlerine. Her bir haber yeni bir üzüntü oldu.

 Tabii arada sırada sevindirici şeyler de yaşamıyor değiliz. Mesela Kuzey Kıbrıs’tan Güney Kıbrıs’a elektrik satılmaya başlandı. Bu durum ülkenin büyük bir kısmında çözüm yolundaki umutları yeniden yeşertti. Öte yandan son dönemde özellikle Türkiye cephesinden yapılan destekleyici açıklamalar ve Cumhurbaşkanımız Derviş Eroğlu’nun kararlı duruşu da müzakere masasında elimizi güçlendiriyor. Kıbrıs Türk halkı yıllardır hak ettiğini almaya ilk defa bu kadar yaklaştı. Zafere ulaşmaya az kaldı gibi siz ne dersiniz?