İçişleri Bakanlığı önünde yapılan gösteride "Assange'ı serbest bırakın", "İadeye hayır" sloganları atıldı.

Etkinlikte konuşan İşçi Partisi'nden milletvekili Richard Burgon, Assange'ın iadesine ilişkin davanın tüm gazetecilere uyarı niteliğinde olduğunu belirterek, "Bu, 'Savaş suçlarını biliyorsanız, ifşa etmeyin, onlar hakkında yazmayın, haber yapmayın, çünkü yaparsanız Julian Assange'ın başına gelen senin de başına gelebilir.' tehdididir." diye konuştu.

Bu nedenle dayanışmanın önemine değinen Burgon, Assange'ın serbest bırakılması çağrısı yaptı.

"İSTİHBARAT SORUNU"

Wikileaks Genel Yayın Yönetmeni Kristinn Hrafnsson, İçişleri Bakanı Patel'de "iadeye hayır" demesi için yeterli kanıtın bulunduğunu ifade ederek, "Priti Patel, eski bir gazeteci olan Boris Johnson (Başbakan) ile kabinede bu konuyu ele alabilir." dedi.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın tüm dünyaya İngiltere'yi basın özgürlüğünün öncüsü olarak göstermeye çalıştığını söyleyen Hrafnsson, Assange hapishanedeyken böyle bir mesajın çok anlamsız olduğunu belirterek, "Bu bir itibar sorunudur. O halde Priti Patel'in doğru olanı yapması talebinde birleşelim. Bu iadeyi durdurun, bunu şimdi yapın. Assange'ı iade etmeyin." şeklinde konuştu.

UKRAYNA ÖRNEĞİ

Etkinliğe iki küçük çocuğuyla katılan Assange'ın eşi Stella Moris İngiltere'nin kendisiyle çeliştiğini söyledi.

İngiliz hükümetinin şimdi haklı olarak, Ukrayna'da savaş suçu işlediğine dair kanıtları olan kişileri ifade vermeye çağırdığını, ancak savaş suçlarını ifşa eden Assange'ın hapiste tutulduğunu belirterek, WikiLeaks'in ifşa ettiği ve ABD güçlerinin Irak'ta işlediği belirtilen bir katliamı örnek gösterdi.

Irak'ın bir köyünde 11 kişinin kafalarına ateş edilerek öldürüldüğünü, bunlardan dördünün kadın, beşinin ise beş yaş ve altındaki çocuklar olduğunu aktaran Moris, "Bu, Irak'taki ABD askeri personeli tarafından işlenen cezasız kalan bir savaş suçuydu. Bu olay, Irak hükümetinin ABD ile yaptığı dokunulmazlık anlaşmasını sona erdirmesine yol açtı." dedi.

Bu kişilerin savaşta öldürülen binlerce kişiden sadece birkaçı olduğunu dile getiren Moris, "Ceza alan olmadı. Bu ifşaların sonuçlarına maruz kalan tek kişi, bunu kamuya açık hale getirerek doğru olanı yapan (Assange) kişi oldu. Çünkü savaşın kurbanları adalet elde edemiyor. Umabilecekleri tek adalet, kurban oldukları gerçeğinin bilinmesidir. Julian'ı hapse atarak suçlarının kayıtlarını gömmeye ve herkesi susturmaya çalışıyorlar." ifadesini kullandı.

175 HAPİS TALEBİ

Nisan 2019'dan bu yana İngiltere'de tutuklu bulunan Avustralya doğumlu Assange'ın ABD'ye iade edilmesi durumunda 175 yıl hapisle yargılanabileceği belirtiliyor.

Özellikle Amerikan ordusunun Irak ve Afganistan'da "savaş suçu" olabilecek eylemlerine ilişkin binlerce gizli belge yayımlamakla suçlanan Assange'ı Washington casusluktan yargılamak istiyor.

Assange destekçileri ise davanın basın özgürlüğüne ciddi bir saldırı olduğunu belirtiyor.

DAVA SÜRECİ

Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 2010'da, aralarında ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren çok sayıda gizli belgeyi yayımlamıştı.

ABD'nin casuslukla suçladığı ve iadesini istediği Assange, hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç'e iadesi gündemdeyken, Haziran 2012'de Ekvador'un Londra Büyükelçiliğine sığınmıştı.

Assange, Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.

Mahkeme, Assange'ı bu suçtan 50 hafta hapse mahkum etmişti. 50 haftalık cezasını dolduran Assange'ın iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına karar verilmişti.

Duruşmaların ardından 4 Ocak 2021'de Assange'ın intihar riskinin yüksek olduğu ve ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacağı, özellikle de istihbarat topluluğunun kendisine düşman olması nedeniyle "gerçek bir risk altında" olduğu gerekçesiyle ABD'nin iade talebi reddedilmişti. ABD ise karara itiraz etmişti.

ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya'da çekebileceği taahhüdünde bulunmuştu.

Savunma ekibi ise CIA'in, Assange'ı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinde saklandığı sırada kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin haberleri dayanak göstererek can güvenliğine vurgu yapmıştı.

10 Aralık 2021'de Yüksek Mahkeme, verilen teminatları yeterli bularak alt mahkemenin kararını bozmuş ve Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti.

Bunun üzerine Assange'ın savunma ekibi, davayı Yargıtaya taşımak için Yüksek Mahkemeye izin başvurusunda bulunmuştu.​​​​​​​

Yargıtay da 14 Mart’ta verdiği kararla Assange'ın ABD'ye iade edilebileceği yönündeki karara itirazını reddetmişti.

20 Nisan'da da Westminster Sulh Ceza Mahkemesi'nin iadeye hükmetmesiyle konu nihai karar için İçişleri Bakanı Priti Patel'in önüne gitmişti.