ANTALYA - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Bir terslik olmazsa 28 Mayıs gibi iç turizm hareketiyle inşallah turizm başlar." dedi.
Ersoy, Muğla'nın Bodrum ilçesinde NTV canlı yayınında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının turizme etkileri ve beklentilere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kovid-19 salgınından dünya gibi Türkiye'nin de olumsuz etkilediğini belirten Ersoy, Türkiye'nin her krizden dersler çıkardığını dile getirdi.
Birçok ülkede düzelmeler yaşandığını vurgulayan Ersoy, şöyle konuştu:
"Bir terslik olmazsa 28 Mayıs gibi iç turizm hareketiyle inşallah turizm başlar. Haziran ortalarından sonra da dış turizmin belli ülkelerde başlayacağını düşünüyoruz. (Kovid-19 süreci) Otelleri kapatmadık, hava ve kara trafikleri durdurulduğu için tesisler kendileri kapatmak zorunda kaldı. Genelgeler ve kriterler konusunda gerekli adımları attık. Güvenli algının tamamen sağlanması gerekiyor. Bunun için de detaylı bir sertifikasyon programı başlattık. Dünyada ilk oldu, AB de benzer bir çalışma yapma kararı aldı."
Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
"İç hat uçuşları, benim öngörüm, toplum disiplininde gevşeme olmazsa, veriler de aşağıya doğru gitmeye devam ederse mayıs sonu açılır diye inanıyorum. Yurt dışı uçuşları haziran içinde birçok noktada başlar diye aynı şekilde düşünüyorum. Asya trafiği sanki açılabilir gibi gözüküyor. Çin, Güney Kore gibi birçok ülkede düzelmeler hızlı şekilde var. Onlar sanki öncelikli açılacakmış gibi. Avrupa ülkelerinde çok ciddi düzelmeler var."
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Türkiye'ye yoğun yolcu tedariği yapan tur operatörlerinin tamamını sertifikasyon sisteminden bilgilendirdik. Muhtemelen hem iç turizmde hareket eden turizm trafiğinde hem yurt dışından gelen turist trafiğinde yolcular sertifikasyonlu tesislere öncelik verecektir." dedi.
Ersoy, Muğla'nın Bodrum ilçesinde NTV canlı yayınında yaptığı açıklamada, Bodrum Kalesi'ne ilişkin restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Restorasyon çalışmasına 2017'de başlandığını ve göreve başladığında çalışmaları hızlandırdıklarını dile getiren Ersoy, sezonu geçirmemek için geçen yıl 19 Mayıs'ta kalenin birinci etabını hizmete aldıklarını, bu yıl da ikinci etabını 19 Mayıs'a yetiştirmeyi hedeflediklerini ancak koronavirüs nedeniyle çalışmalarında biraz gecikme olduğunu söyledi.
Haziran sonuna kadar restorasyon çalışmaları tamamlanarak kalenin hizmete gireceğini ifade eden Ersoy, kalenin A'dan Z'ye restore edildiğini bildirdi.
Geçen yıl sahne düzenlemesinin açıldığını, bu yıl da temmuz itibarıyla sahnenin hizmet vereceğini belirten Ersoy, "En büyük batıklar kalede. Cam müzelerinden, batıklardan çıkarılan eserlerin sergilendiği bütün alanlar tamamıyla elden geçti. Kalenin duvarları hatta surda yeni yerler de keşfedildi, bunları da restorasyondan geçirdik. Işıklandırılmasından hizmet alanlarına kadar hepsi elden geçti. İnşallah haziran sonu gibi restorasyonu tamamlamış olacağız, ziyaretçilere açacağız." diye konuştu.
Kalenin Bodrum'un simgesi olduğunu söyleyen Ersoy, burayı en kısa sürede tamamlamaya çalıştıklarını, Kovid-19 nedeniyle 2 aylık bir gecikmeyle hizmete açacaklarını bildirdi.
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüsten Türkiye'nin de olumsuz etkilendiğini dile getiren Ersoy, ancak her krizden bir şeyler örenildiğini, dersler çıkarıldığını söyledi.
Ersoy, 2016'da yaşanan sıkıntılardan sonra uzun zamandır konuşulup da dile getirilemeyen Türkiye Turizmi Tanıtımı ve Geliştirme Ajansını geçen yıl hizmete aldıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk başta bu da tepkilerle karşılanmıştı bazı kesimler tarafından ama sektörün büyük bir kısmı da inanıyordu buna. 2019'a baktığınız zaman rekor sayıda turist ve rekor sayıda gelir elde etti Türkiye. 2020'de de çok ciddi büyüme hedefimiz vardı. 58 milyon, 40 milyar dolara yakın bir gelir hedefimiz vardı. İlk veriler, erken rezervasyonlar hedeflerimizin de üstünde gittiğini gösteriyordu. Burada uzun zamandır yapılmamış, tek elden yürütülen tanıtım faaliyetlerinin çok faydaları var. Yaptığımız tanıtımlar, profesyonel tanıtımlar, virüs krizinin çıkışında süreci hızlandıracak ve eski kazanımlarımıza dönmemizi hızlandıracak."
Virüsün dünya üzerinde en büyük etkilerinin taşımacılıkla olduğunu vurgulayan Ersoy, uluslararası hava trafiğinin durdurulmak zorunda kaldığını, ülkelerin sınır kapılarının kapatıldığını kaydetti.
Bunların açılmasının kontrollü şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eden Ersoy, şöyle konuştu:
"Önce kendi ülkenizdeki sıkıntıyı çözmeniz gerekiyor. Virüs yayılmasının engellenmesi, vaka sayısının mümkünse sıfıra indirilmesi gibi öncelikli yapmanız gereken konular var. Sonrasında da turist tedariği yapan ülkeleri gözlemlemeniz gerekiyor. Biz şu anda öyle yapıyoruz. Bize yoğun turist trafiği sağlayan ülkelerdeki virüsün gelişmesini izliyoruz. Bir çoğunda düzelmeler hızlı bir şekilde başladı. Özellikle Avrupa ülkelerinde. Şimdi ikinci aşamayı geçebiliriz, aşamalı bir şekilde onlarla olan trafiği başlatmamız gerekiyor. Yurt içindeki tedbirler noktasında Sağlık Bakanlığımızın aldığı önemli çalışmalar var. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da örnek gösterilen tedbirler alındı. Normalleşme süreçleri de her hafta, kabinede değerlendiriliyor, Bilim Kurulunun görüşleri alınarak hafta hafta açıklanıyor. Çünkü o gelişmeleri görerek, yavaş adımlarla normalleşme de başlaması gerekiyor."
- Turizmde sertifikasyon dönemi
Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinesinde ilgili bakanlıkların içinde bulunduğu bir birim oluşturularak sertifikasyon programı hazırlandığını anlatan Ersoy, sektörden de temsilciler aldıklarını belirtti.
Bilim Kurulundan da isimlerin olduğunu ifade eden Ersoy, şunları söyledi:
"Bütün değerlendirmeler sonucunda oluşturduğumuz kriterlere Bilim Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra yayınlamaya başladık. Genelde uyulması gereken maddeleri içeriyor. Olmazsa olmazları içeriyor. Ama sertifikasyon gönüllülük esasına dayalı. Sertifikasyon, uluslararası denetim yetkisi olan kurumlar tarafından periyodik olarak düzenli denetiminizi içeriyor. Kriterler, dörtlü gruplar halinde belirlendi. Birinci grup, hava yolları ve hava limanları. İkinci grup, turizm taşımacılığı. Üçüncü grup, konaklama tesisleri, restoranlar. Dördüncü grup da ziyaretçiler. Bu bağlamda her biri için ayrı genelgeler, ayrı sertifikasyonlar içeriyor ama çatıda tek sertifikasyon sistemi var. Özünde bir sosyal mesafe kuralları, iki hem olmazsa olmaz hijyen kuralları hem de virüs sonrası geliştirilen hijyen kuralları, üç personelin düzenli ve periyodik eğitimi içeren bir sertifikasyon kriterlerinden oluşuyor."
Sertifikasyon sistemine ilişkin konaklama sektörüyle ilgili çok detaylı bir çalışma yaptıklarını dile getiren Ersoy, üst sertifikasyonu yapacak firmalarla görüşmelerin tamamlandığını ve onların da alternatifli olarak açıklanacaklarını bildirdi.
Akreditasyondan da kriterlerini tamamlayan firmaların sertifikasyon için başvuruları kabul etmeye başlayacaklarını belirten Ersoy, "Tahminimiz mayıs içinde konaklama tesisleri ve restoranlar protokollerini tamamlarlar ve haziran itibarıyla da yükümlülüklerini yerine getiren işletmeler sertifikalarını almaya başlar." dedi.
Sertifikalarını alanların çalışmaya başlayacak diye bir mecburiyeti olmadığını dile getiren Ersoy, sertifikasyon almanın gönüllülük esasına bağlı olduğunu ancak işletmelerin genelgeye uymak zorunda bulunduğunu kaydetti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak hem kendi internet sitelerinde hem Turizm Geliştirme Ajansı sitelerinde sertifika alan tesislerin lansmanını yapacaklarını anlatan Ersoy, "Ayrıca Türkiye'ye yoğun yolcu tedariği yapan tur operatörlerinin tamamını sertifikasyon sisteminden bilgilendirdik. Aktif olarak sitemizden takip etmelerini sağlayacağız. Muhtemelen hem iç turizmde hareket eden turizm trafiğinde hem yurt dışından gelen turist trafiğinde yolcular sertifikasyonlu tesislere öncelik verecektir." diye konuştu.
Şeffaf bir sertifikasyon sistemi geliştirdiklerini ve sertifika belgelerini otellerin görünür yerlerine astıklarını kaydeden Ersoy, belgenin üzerindeki kod ile denetim raporunun görülebildiğini, geçmişindeki tüm raporlara da ulaşılabildiğini belirtti.
Tesisle ilgili olumlu, olumsuz ne tür gelişmeler olmuşsa bu sertifikasyon sisteminde görülebildiğini aktaran Ersoy, misafirlerin büyük bölümünün bu sertifikasyonu görmek isteyeceğini bildirdi.
- "Önce mektup gönderildi, sonra telefon diplomasisi başlatıldı"
Yoğun yolcu gönderen ülkelere Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak mektup yazdıklarını hatırlatan Ersoy, bunu Dışişleri Bakanlığı iş birliğinde yürüttüklerini belirtti.
Geçen hafta mektupları ulaştırdıklarını dile getiren Ersoy, mektuplara Türkiye'deki sağlık kapasitesini anlatan, hastane, yoğum bakım yatak, ambulans helikopter ve uçak ambulans sayılarını gösteren detaylı bir dosya ile sertifikasyon kriterlerinin yazılı olduğu iki dosya koyduklarını söyledi.
Mektup sonrası telefon diplomasisini başlattıklarını anlatan Ersoy, "Onların ilave istekleri varsa onları hazırlayıp gönderiyoruz. Birkaç hafta içinde netleşir diye düşünüyoruz. Karşı taraf da tedbirli. Belli periyotlarda belli destinasyonlarda hava trafikleri de açılmaya başlandı. Gelişmeleri hep birlike izleyeceğiz. Türkiye çok hazırlıklı, gerek altyapısı olarak gerekse denetimli sertifikasyon sistemleri olarak. İnşallah biz de kapılarımızı hem kara trafiği hem hava trafiği olarak açacağız." diye konuştu.