Siz bu satırları okurken biz dün akşamdan itibaren adada bulunuyor olacağız.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile birlikte KKTC'deyiz bugün.
Pazar akşamı adaya gelip, KKTC Başbakanı İrsen Küçük tarafından verilen akşam yemeğine katılan Egemen Bağış, bugün sırasıyla KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer ve KKTC Başbakanı İrsen Küçük tarafından kabul ediliyor.
KKTC Dış İşleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ile görüştükten sonra Lefke'de LAÜ'de "Fatih Rüştü Zorlu: AB ve Kıbrıs" konulu konferansta konuşuyor.
Ayrıca KKTC'nin bazı önde gelen şahsiyetleri ile de görüşmeler yaptıktan sonra da İstanbul'a dönüş var planda.
AB Bakanı Egemen Bağış'ın Lefke'de LAÜ'de yapacağı konuşmayı hem AB hem de Güney Kıbrıs iyi dinlemeli!
Biliyorsunuz son günlerin "twitter" müdavimleri tarafından en fazla makaraya alınan olayı "AB'nin Nobel Barış Ödülü" alması oldu.
Kimse hala anlayabilmiş değil.
"Bayram değil seyran değil Nobel Amcam AB'yi niye öptü?" sorusu sürekli dile getirilmekte.
AB'nin aldığı Nobel Barış Ödülü'ne AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'tan (AB'yi çok iyi tanıyan bir muhatabı olarak) çok açık ve net bir yorum geldi: "AB'nin krizlerle, bunalımlarla, yabancı düşmanlığıyla anıldığı bir dönemde bu ödüle layık görülmesi şaşırtıcı ve ironik. Bu cesur kararın arkasında AB'ye hem moral, hem de bir mesaj verildiğini düşünüyorum. Bugünkü çelişkili politikalarına ve içinde bulunduğu çıkmaza bakıldığında AB'nin ödülü hak ettiğini söylemek zor. Hele ki sözde bir ada devletinin Dönem Başkanlığı dönemine bunun denk gelmesi olayı daha da ironikleştiryor. İnsanlığa umut yerine endişe vermeye başladığı dönemde AB'nin bu ödüle layık görülmesi umarız kuruluş felsefesine dönüşünü sağlar. Bence bu ödül kararı AB için bir varış noktası değil, yeni bir başlangıç olmalı. AB krizlere çözüm üretmek ve kendi içindeki çelişkilere dur demek için yeni bir sayfa açmalı.Bu ödül Türkiye'nin üyeliği gerçekleşmeden anlamsız kalır."
Egemen Bağış'ın Türkiye'de Habertürk Gazetesi'ne yaptığı bu açıklamayı AB konusunda deneyimi olan herkes imzalar.
Kıbrıslı Türkler özelinde AB'nin Barış Ödülü alması gerçekten "ironik".
Annan Planı Referandumu sırasında Kıbrıslı Türklere "siz önden gidin arkanızda ben varım" dedikten sonra "hafıza kaybına" uğrayan ve Kıbrıslı Türklere verdiği hiç bir sözü tutmayan AB söz konusu sadece Kıbrıs olduğunda bu ödülü kesinlikle hak etmemekte.
Hele son bir kaç aylık dönemine girmekte olan AB Dönem Başkanlığı'nın bu başkanlığı kesinlikle hak etmeyen Güney Kıbrıs tarafından verilmesini kuralları gereği engelleyememesine rağmen Kıbrıslı Türklerin hiç değilse bu dönem haksızlıklara uğramamasına özen göstermesi gereken AB bu alanda da tam bir "fiyasko".
Düşünün dünyanın en ileri "insan hakları kriterlerine sahip olduğu" iddiasında bulunan AB'ye üye bir ülkede Türk voleybolcular ya da basketbolcular "yaşamlarını zor kurtardılar". Güney Kıbrıs polisi onları koruyamadı ya da korumadı. AB güya çok hassas olduğu bu konuda tamamen kayıtsız kaldı.
Önümüzdeki günlerde FB Limasol'da sahaya çıkacak ve bu maçı izlemeye giden tün FB'li taraftarlara "helal olsun". Çünkü Türk olup Güney Kıbrıs'ta bir spor müsabakasında Türk takımını desteklemek gerçekten "her babayiğidin harcı" değil!
İşte bu ülke AB üyesi ve AB'ye de Nobel Barış Ödülü verildi.
Oysa barış ve Güney Kıbrıs söz konusu olduğunda kesinlikle bir gözü kör! Görmüyor, duymuyor., söylemiyor. Üç maymunu oynuyor!
İşte bu nedenle Lefke'de Egemen Bağış'ın bugünkü konuşmasını merakla ve keyifle izleyeceğim.