Azerbaycan ile Ermenistan arasında dökülen kanların sorumlusu birinci derecede Rusya, İkinci derecede Ermenistan’dır. Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu bilindiği halde, Ermenistan’ın bu toprakları işgaline göz yumulmaktan öte teşvik edilmiştir. Hocalı katliamına dünya seyirci kalmıştır ve televizyonlarda dizi film izler gibi izlemiştir. O katliam Sırpların Bosna’da Boşnaklara yaptığı katliamdan çok daha tüyler ürperticidir. O katliam Doğu Türkistan’da komünist Çin hükümetlerinin Doğu Türkistan Türklerine uyguladıkları zulümlerin bin beteridir. O katliam İsrail’in Filistin’e reva gördüğü insanlık dışı zulümlerin kat be kat fazlasıdır.
Hocalı, Karabağ olayları; Kafkasya’yı her an patlamaya hazır bir dinamit yanardağı haline getirmiştir. Nihayetinde bu yanardağ lavlarını püskürtmeye başlamıştır.
Ermenistan Devlet başkanı Sarkisyan’ın Ermenistan’daki genç, masum, saf, barış ve sevgi dolu olması gereken ve öyle olduklarına inandığım Ermeni gençlere ‘’ Hocalı ve Karabağ’ı biz hallettik, Artvin’i size bıraktık!’’ derken, Azerbaycan devlet başkanı da Aliyev’de, Türkiye Cumhuriyeti hükümet yetkilileri de diplomasiden umutlarını kesmediler. Sabırlarını muhafaza ettiler.
Ben gelinen noktada istesem de istemesem de Birleşmiş Milletler Cemiyetinin ne iş yaptığını gerçekten merak ediyorum. Rusya Gürcistan’ı ve Ukrayna’yı bombalarken ,bir çok ülke savaş jetleri Afganistan, Irak, Suriye, Libya semalarında ,altındaki insanlara bomba yağdırırken; Birleşmiş Milletlerin memurları ne yapıyorlardı? Daha doğrusu Birleşmiş Milletler cemiyeti niçin kurulmuştur? Kuruluş maksadı neydi? Misyonu, vizyonu, hedefleri neydi?
Seneler önce de NATO’ya süratle girmemize sebep olan Rusya’nın Kars, Ardahan illerini istemesindeki olay belki insanların hafızalarından silinmiştir ama tarihin hafızasından silinmedi.
Canı isteyen ülke, 100 sene önceki, 500 sene önceki arşivlerdeki kağıt parçalarını ileri sürerek ‘’bu topraklar benimdir, buralarını boşaltın!’’ diyerek istediği toprakları işgal etmeye kalkarsa, o zaman bu dünyanın vay haline!
Yeri gelmişken hemen yazayım; 20,30,50 veya 100 sene sonra dünyanın rüzgarları batıdan doğuya değil de, doğudan batıya ve kuzeyden güneye değil de güneyden kuzeye esmeye başlarsa, işte o zaman ağzı, dili olan herkes konuşur. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt Suriyeli mültecilere yapılan zulümler hakkında atarlar ve tutarlar ve Birleşmiş Milletler Cemiyeti de istatistik falan çıkartır. Suriyeli mültecilerin yüzde kaçı kaç yaşlarında, yüzde kaçı sağlam, yüzde kaçı bulaşıcı hastalık taşıyordu falan diye konferanslar, seminerler hazırlarlar.
Ama tarih yazıyor; Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve bir çok Arap, Müslüman ülke Suriyeli mülteciler sınırlarından içeri girmesin diye sınır kapılarında askerlerini sopa ve tüfek dipçikleri ile nöbetlerde beklettiler ve gerçekten de bir kişiyi bile almadılar. Birleşmiş Milletler Cemiyeti de neresi bombalanırsa, neresi enkaz, virane haline gelirse, o hurdalık haline gelmiş şehirlerin, kasabaların, köylerin semalarından savaş jetleri ve balistik, akıllı füzeler uçuşlarına son verince, Angelina Jolie ve Brad Pitt gibi ünlü aktörleri, sanatçıları, şarkıcıları oraların ahalisine barış elçisi, gönüllü moral meleği olarak gönderir. Onları fahri barış görevlileri olarak ila ederler.
Dünyanın zavallı hali budur. Kim kimin tepesine binerse! Ama lütfen Azeri, Kırgız, Türkmen, Özbek, Kazak, Makedonyalı, Balkanlı, Rumelili, Kıbrıslı, Tatar, Ahıskalı, Dağıstanlı, Türkistanlı gibi ikinci isimlere asla takılmayın. Hepsinin birinci ismi Türk’tür.
Her millet toprağına, vatanına, denizine çok bağlıdır ve her ülkenin devletinin askerleri bunun için ne gerekiyorsa yapar. Ama Türk insanı toprağına, denizine, havasına bir başka bağlıdır ve Türk insanının sadece devletinin askerleri değil, yediden doksan dokuza tüm fertleri ile ve sadece elinden geleni değil, elinden gelmeyenleri de vatanını korumak için yapar.
Bunları hatırlatayım dedim! Çözüm şudur! Ermenistan Karabağ’dan hemen çekilir! Hocalı ve Karabağ için resmi özür diler ve talep edilen maddi, manevi tazminatı hemen öder ve böylece Kafkasya’da bir yangın alev alev harlamadan hemen söndürülmüş olur!
Hem katliam yap, hem işgal et, hem de sürekli olarak sınırdaki Azerbaycan askerlerini taciz et ve onlara ateş et, onları öldür! Hangi ülke böyle bir zulme dayanır?
Rusya’nın,Amerika’nın,Çin’in,,İngiltere’nin,Fransa’nın,İtalya’nın başına geçen her devlet yetkilisi kendisini Sezar, Napolyon, Stalin, Lenin, Hitler, Mao, Büyük İskender sanacaksa; bu dünyaya asla barış gelmez ve bu dünya kıyametine kadar masum çocukların ölümlerine seyirci kalır!
www.tarazastana.com