Atatürk\'ün ihtilal hukuku

Taha AKYOL\'un \'Atatürk\'ün İhtilal Hukuku\' isimli son eserinden bahsetmek istiyorum.
Değerli yazar, sosyolog ve hukukçu Taha AKYOL, bundan önce yazdığı \'Ama Hangi Atatürk\' isimli eserinde de son derece ciddî, objektif ve önemli bir araştırmaya imzasını atmıştı. Taha Akyol bu eseri ile Türkiye Cumhuriyeti\'nin kurucu lideri Atatürk\'ü, tarafsız bir şekilde incelemişti.
Bu defa Taha Akyol, daha önce hiç ele alınmamış çok önemli bir konuyu, Atatürk dönemindeki hukuk, siyaset ve devlet düzenini büyük bir ehliyet ve dirayetle kaleme almış ve bence yakın tarihimiz konusundaki en kıymetli eseri ortaya koymuştur.

Yeni Türkiye Araştırma ve Yayın Merkezi olarak son onbeş yıldan beri Genel Türk Tarihi, Osmanlı Tarihi ve Cumhuriyet Tarihi üzerinde çeşitli akademik çalışmaları gerçekleştirdik. Editörlüğünü yaptığım bu projelerin ortaya konulmasında en fazla yakın tarihimizin, özellikle Cumhuriyet Tarihi\'nin bizi zorladığını şaşkınlıkla müşahede etmiştik.
Cumhuriyet Döneminde tamamen ideolojik bir anlayışla ele alınan ve içi boş bir tarih metodolojisiyle değerlendirilen olaylar ne yazık ki henüz bu sun\'î ideolojik ortamın dışına çıkamamıştır. Üniversitelerimizin Yakın Tarih ve İnkılâp Tarihi bölümlerindeki çok sayıda bilim adamı ve araştırmacı, doğru dürüst araştırma yapamamanın ve bildiklerini kâğıda dökememenin üzüntüsünü yaşamaktadır. Önceki dönemler hakkında rahatlıkla bilimsel makalelere ulaşabilirken, Cumhuriyet Dönemi konusunda birkaç makale dışına çıkamadık. Zira, kendisi ile görüştüğümüz bilim adamları bu konuda araştırma yapmanın tehlikelerinden bahsettiler. Bilhassa \'Atatürk Düşmanı\' olarak yaftalanmaktan çekindiklerini anlattılar. Rahmetli dostum ve hocam Prof. Dr. Ercüment KURAN, Hacettepe Üniversitesi\'nde Atatürk konusunda yaptığı bir bilimsel değerlendirme sonucunda yıllarca mahkemede yargılanmış ve Üniversite\'den atılmıştı.
Değerli araştırmacı yazar Taha AKYOL, akademik ve tarafsız üslûbundan ayrılmadan, bilimsellikten asla tâviz vermeden ve bütün yazdıklarını arşiv bilgilerine ve kaynaklara dayandırarak bir devrin âdeta gizlenmiş anatomisini teşrih masasına yatırıyor. Ortaya çıkan eserde, sadece bir dönemin hukuk anlayışı ve hukuku değil, aynı zamanda siyasî ve sosyolojik fotoğrafını da en ince detaylarıyla çekerek okuyucuya sunabiliyor. Mete Tunçay\'ın bazı çalışmalarını hariç tutarsak, bu cesur ve akademik tarz Türkiye\'de ilk defa kullanılıyor.

Taha Akyol, birtakım cahil ve kötü niyetli kişiler gibi Cumhuriyet\'in bu ilk dönemini ve dönemin kurucusu Atatürk\'ü tahkir ederek diktatörlükle itham edip küçük düşürmeye çalışmıyor. Lâkin anayasa hukuku ve devlet nizamının prensipleri açısından dönemin demokratik hukuk devletinin dışında olan panoramasını, verdiği çarpıcı misallerle pek güzel anlatıyor. Millî Mücadele\'deki, sonraki döneme göre demokratik sayılabilecek Meclis Hükûmeti modeli ile İkinci Meclis\'teki despotizmi ve \'Kuvvetlerin Birliği\' ilkesinin nasıl bir dikta rejimine dönüştüğünü oya gibi işleyerek ve tarihî olaylarla destekleyerek anlatıyor.
Takrir-i Sükûn Kanunu\'nu ve özellikle İstiklâl Mahkemeleri\'nin ikinci döneminin uygulamalarını okurken tüylerinizin ürperdiğini hissediyor ve hürriyetçi demokratik rejimin kıymetini daha iyi anlıyorsunuz.
Akyol, bu emsalsiz eserinde Türk jakobenizmini de en açık şekilde anlatıyor. Atatürk\'ün ihtilâl hukukunda yargı erkine ve mahkemelere bakışını ortaya koyarken totaliter bir rejimin nasıl teşekkül ettiğini görür gibi oluyorsunuz.

Son doksan yıllık tarihimizi anlayabilmek için bu eseri mutlaka okumanızı hararetle tavsiye ediyorum. Bence bu eseri okumadan Cumhuriyet\'i anlamak ve değerlendirmek mümkün değildir.

SABAH