Bellary… Niş… Kagarrk… Krakov… Pusan… Zahle… Myanmar… Burma…
Çoğumuzun haritada bile gösteremeyeceği bu yerler Osmanlı askerinin şehit düştüğü yerlerdir.
Bugün tam 35 ülkede 77 Türk Şehitliğimiz var.
Osmanlı, zulme kayıtsız kalmayan, kalamayan bir medeniyettir.
O nedenle Osmanlı Barışı diye bir kavram vardır.
Mecusi, Putperest, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi olsun, fark etmez.
O nedenle sularında Portekiz gemileri görülünce Osmanlı’dan koruma istemiştir Basra Körfezi’ndeki emirlikler.
O nedenle Hollanda’nın kurucuları “Papa taraftarı olmaktansa Türk olmak” demiş ve göğsüne hilal madalyon takmıştır.
O nedenle İspanya’da engizisyon Yahudileri katlederken, 2. Bayezit tarihin en büyük kurtarma operasyonunu gerçekleştirmiştir.
Avrupa alkış tutarken, Osmanlı kadırgalarının tahliye ettiği Safaradlar ve Aşkenazlar’da o günlerin yaraları hala çok tazedir.
Bizim bu coğrafyayla tarihi, kültürel, siyasi ve sanatsal alanda pek çok ortak anımız var.
Osmanlı’nın 700 yıldır himaye ettiği topraklardan bahsediyoruz.
Farklılıklarımızın altını çizmek, bu coğrafyadaki hiçbir ülkenin çıkarına değildir.
Tam da bu nedenle Batı tetikçisi kalemler, sürekli farklılıklarımızın altını çizmeye çalışır.
Tarih tamamıyla ortak şeylerden oluşmaz.
Türkler’in ve Araplar’ın ittifak ettikleri noktalar, etmediklerinden daima fazladır.
Bu coğrafyada halklar arasındaki kopmalar, daha çok batılı toplumların müdahale ettiği dönemdedir.
Türkler’in son dönemde Arapları tanıması, Batılı kaynaklardandır.
Aynı şekilde Araplar da Türkiye’yi Batılı kaynaklardan okumaya alıştırılmışlardır.
Ve biraz tarih bilen herkesçe aşikardır ki, Türkler ve Araplar’ın yakınlaşması, hiçbir zaman Batı’nın işine gelmez.
Batı, bu coğrafyadaki emellerine ulaşmak için, fitneyi körüklemek zorundadır.
O nedenle 20. yüzyıl boyu en çok kullanılan argümandır, Araplar’ın 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndaki safı.
Asıl ironik olan, son yüzyılda hep Batı’ya karşı savaşmış olmamızdır.
Arap çöllerinde de olsa, Antep’te, İzmir’de, İstanbul’da da olsa işgalci hep Batı’dır.
“Türklere kimyasal silah kullanılabilir, çünkü onlar insan değildir” diyen işgalci Batı masumlaştırılırken, Araplar düşman ilan edilir!
Ne zaman Türk ve Arap dünyasını yakınlaştıracak herhangi bir şey olsa, hemen düğmeye basılır.
Efendim Osmanlı bunların kahpeliği yüzünden yıkıldı da, hepsi Batı ile anlaşıp bizi şöyle sattı da böyle sattı da…
Araplar bizi sırtımızdan vurdu da…
Biz, binlerce yıldır var olan, büyük bir medeniyet, büyük bir milletiz.
Bizim motivasyonumuz intikam değildir.
Biz, insanlığın dramına seyirci kalmayı, zulme ortak olmak sayarız.
Filistin’de, Mısır’da, Suriye’de akan kana seyirci kalmak, dahası geçmişin rövanşı saymak, bizim vicdanımızın kaldıracağı bir davranış değildir.
Uluslararası ilişkilerde her zaman fikir aykırılıkları, anlaşmazlıklar, hatta çıkar çatışmaları olabilir.
Siyasi platformlarda stratejik ilişkiler yürütülebilir.
Ama insanın, insanlığın acıları söz konusu olduğunda çıkarlar da hesaplar da son bulur.
Ölen mazlumdur, öldüren zalim.
Ve biz her zaman mazlumun yanında oluruz.
Bugün olduğu gibi...
(Akşam'dan)