Aramızda fark var

Güney Kıbrıs’la Rum toplumu ile meyhane kültürümüz, birden fazla sandalyeye yayılarak oturma alışkanlıklarımız benzeyebilir.
İlk bakışta siyaset yapma alışkanlıklarımızda da benzerlikler olabilir.
Ancak sıra demokrasi kültürü ve hukukun üstünlüğü temelinde yönetim anlayışına geldiği zaman aramızda derin farklılıklar olduğundan hiç kuşkum yok.


Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, Bakanlar Kurulu’nu açıkladı.
Yeni Bakanlar Kurulu belirlendi.
Bakanlar Kurulu yemin edip göreve başladı.
***
Bizim taraf en çok hangi bakanla ilgileniyor.
Maliye Bakanı Mihalis Sarris...
Mihalis Sarris, cinsel tercihi nedeniyle bizim tarafta, en yalın tanımlamayla basıldı.
Çok büyük olasılıkla şantaj yapmak için kullanılabilecek türden fotoğrafları da çekildi.
Mahkemeye çıktı.

Kuzey Kıbrıs ya da Türkiye’de bir politikacı benzer olaylar yaşasa, kişisel kapasitesi ne olursa olsun, üzerine kırmızıçizgi çekilir...
Dahası, kendisini, “Çek git buralardan. Buralarda sana hayat yok” denirdi.
Mihalis Sarris’in Kuzey Lefkoşa’da yaşadığı iddia edilenleri savunmam.
Ancak o olayda polisin uzun süre takip etmesine karşılık, engelleyici tavır içine girmek yerine, “Suçüstü yakalama” tercihini yanlış bulduğumun da altını çizerim.
***
Mihalis Sarris, cinsel tercihi ile daha fazla yazmak istemem.
Anastasiadis, Mihalis Sarris’i cinsel tercihi nedeniyle değil, en iyi Maliye Bakanı olacak isim olarak gördüğü için tercih etti.
Bravo Anastasiadis’e.
Hem de yürekten bravo.
Sarris, bilmem neresiyle değil, aklıyla, bilgisiyle Maliye Bakanlığı yapacak.
***
...Ve Sabah Gazetesi’nde, “Eş cinsel bakana tepkiler dinmiyor” başlıklı bir haber.
“Güney Kıbrıs’ta geçen hafta sonu yapılan seçimlerde Rum Yönetimi’nin liderliğine seçilen Nikos Anastasiadis, önceki gün yeni kabinesini oluşturarak Bakanlar Kurulu’nu açıkladı. Kabinede dikkat çeken iki isim var. Birisi Kıbrıs’ta çözümden yana olan Dışişleri Bakanı Yannis Kasulides, diğeri ise KKTC’de 2011’de eş cinsel pazarlıktan tutuklanan Maliye Bakanı Mihalis Sarris...
Anastasiadis’in yeni kabinesinde yer alan Sarris’e Rum tarafında tepkiler çığ gibi büyüyor. Aşırı sağcılar, önceki gece sokaklara dökülerek Anastasiadis’e bu atamadan dolayı ‘istifa’ çağrıları yaptı. Sarris’in görevden alınmasını isteyen grup, tepkilerine dün sabah da devam etti. Eski Başkan Dimitris Hristofyas’ın müzakere heyetinde ekonomi komitesi başkanlığı yaptığı 2011 Ekim’de Lefkoşa’nın Türk kesimindeki bir evde 17 yaşındaki genç erkekle çıplak vaziyette yakalanan Sarris, bir süre KKTC’de tutuklu kalmıştı. Lefkoşa’da Hataylı gencin 20 Euro karşılığında kendisine masaj yaptığını iddia eden Sarris, 50 bin Euro kefaletle şartlı salıverilmişti. “
***
Dün akşam yazımı yazmak için oturduğum zaman Sabah’ın bu haberiyle ilgili Güney Kıbrıs’ta yaşamını sürdüren Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek’i aradım.
Sarris’in Maliye Bakanlığı’yla ilgili tepki olup olmadığını sordum.
Niyazi Kızılyürek, “Alakası yok. Tamamen asılsız” deyip ekledi, “Fanatik unsurlardan cılız tepki varsa da kamuoyu ve basından tarafından dikkate alınmadığı için çok büyük çoğunluk gibi benim de haberim olmamıştır.”
Kızılyürek kardeşimin söylediklerinin özü bu.

Sabah Gazetesi, Türkiye medyasının ilk sıralarda yer alan ve itibarlı kabul edilen gazetelerinden biri.
Ancak gerçeği yansıtmayan bir haber çizgisinde, televole kültürünün gerisinde yayın yapabiliyor.
***
Türkiye’nin en temel meselelerinin başında basının kalite sorunu gelmektedir.
Türkiye, Avrupa Birliği’nin kapısında bir ülkedir.
AB üyeliği için ekonomik verilerden çok daha önde değerli olan sosyal ve kültürel değerlerdir.

Müzakereler ve yasal düzenlemelerle pek çok konuyu halletme yoluna koyabilirsiniz. Ama sora sosyal ve kültürel değerlere geldiği zaman hiçbir AB müktesebatıyla, tutuculuğun da gerisindeki bozuk kafa yapılarını düzeltemezsiniz.
***
Rum basın haberlerine göre önce Başkan Anastasiadis, maaşından yüzde 25 kesinti yapılmasını istedi. Bunu örnek alan Bakanları Kurulu’nun yeni üyeleri de maaşlarından yüzde 25 kesintiye gidilmesi kararını aldı.
Peki bizde benzer durumda nasıl davranılırdı?
Aslında niye “Nasıl davranılırdı?” diye soruyorum ki?
Anımsayın, emeklilerden başlayan kesinti ve tasarruflar gündeme geldiği zaman, siyasilerden yani bakanlar ve milletvekillerinden de yüzde on kesintiye gidileceği söylenmişti.
Sonuç ne oldu?
Bir milim adım atılmadı.

Adım atılmadığı zaman da Maliye Bakanı Ersin Tatar,  “Arkadaşlar kabul etmedi” diye bir açıklama yapmıştı.
Kendileri için kabul etmeyen arkadaşlar, mesleğe yeni başlayanlar maaşlarını kuşa çevirmeyi onaylarken ikilem geçirmedi...
Yargıdan dönmese emeklilerin maaşlarından kesintiye de onay vermişlerdi...
***
Vasiliou, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hayatta olan üç eski başkanından biri.
Vasiliou, ekonomik konularda dünya ölçeklerinde bilgi sahibi Kıbrıslılardan biri.
Başkan Anastasiadis, ekonomik Konularla ilgili uzmanlardan oluşan bir çalışma grubu oluşturmaya karart verdiği an Vasiliou, böyle bir oluşumda seve seve görev yapacağını bildirdi.

Bizde olsa eski Cumhurbaşkanı, böyle bir oluşumda görev almayı kabul eder miydi?
***
Güney Kıbrıs’la Rum toplumu ile meyhane kültürümüz, birden fazla sandalyeye yayılarak oturma alışkanlıklarımız benzeyebilir.
İlk bakışta siyaset yapma alışkanlıklarımızda da benzerlikler olabilir.
Ancak sıra demokrasi kültürü ve hukukun üstünlüğü temelinde yönetim anlayışına geldiği zaman aramızda derin farklılıklar olduğundan hiç kuşkum yok.

Günün sözü:

Yanlışı yapan, farklı ve doğru olanı görmek istemez.


(Havadis gazetesinden alınmıştır)