Doğruyu, gerçeği bütün açıklığı ile ortaya koymak zorundayız. Ne kadar acı verici olsa da, ne kadar tehdit içerse de, ne kadar moralimizi bozsa da bizim için gerçeği bilmekten daha önemli bir savuma kalkanı hiçbir zaman olmayacaktır.
Türkiye, tarihinin en ciddi tehditleriyle yüzleşiyor. Ülkemiz,içeriden ve dışarıdan saldırı altında. Bunu gizlemenin, yokmuş gibi davranmanın artık bir anlamı da, imkanı da kalmadı. Bu aşamadan sonrasüslü cümlelerin arkasına sığınıp, entelektüel patinaj yaparak bir tür körleştirme operasyonuna zemin hazırlamak, söz konusu saldırılara ortak olmakla eş değerdir.
ABD ve Avrupa Türkiye'yi vuruyor
Tehlike çok büyüktür; ülkemizin ve milletimizin bir geleceği olup olamayacağı ile ilgilidir. Yeni tehditlerden, saldırılardan kastettiğim, dar anlamda terör ya da bir başka ülke ile siyasi krizlerin tetiklediği iç güvenlik sorunlarıyla sınırlı bir durum değildir.
Türkiye içinde ya da yakın çevremizde, iç iktidar hesaplaşmasıyla ya da güç çatışmasıyla da sınırlı bir şey değildir. Öyle; Suriye'de ABD ile ayrı düşmemizle, Rusya ve İran'la ayrı düşmemizle ya da Türkiye-İsrail krizleriyle ölçülebilecek bir tehdit de değildir.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana ilk kez doğrudan iç savaşla, işgalle tehdit edilmektedir. Tehdit, açıkça, hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde Türkiye'nin müttefiklerinden gelmektedir. Tehdit doğrudan Washington merkezlidir, Brüksel merkezlidir.
15 Temmuz iç savaş ve işgal saldırısıydı
Coğrafyanın haritasını yeniden çizmeye çalışanlardan, Birinci Dünya Savaşı sonrası bölgesel statükoyu belirleyen güçlerin Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme planından kaynaklanmaktadır.
Irak'ı işgal edip parçalayanlardan, Suriye krizini çıkmaza sürükleyenlerden, mezhep savaşı planlayanlardan, Türkiye ile İran'ı kapıştırma senaryosu servis edenlerden, coğrafyamızdaki bütün ülkeleri parçalayıp yeni devletçikler kurmaya girişenlerden kaynaklanmaktadır.
15 Temmuz Türkiye'yi işgal planıydı. Ülkemizi ABD ve Avrupa vesayetinden kurtarıp ilk kez bağımsız, özgür, kendisi ve coğrafyasıyla barışmış halde yeniden kurma hedefimizi ebediyyen yok etme, diz çöktürüp rehin alma saldırısıydı. Bizleri Anadolu'ya hapsetme, ardından da beş parçaya ayırma projesiydi.
Gülen ve teröristleri üzerinden içeriden işgal edilecek ve ABD'ye teslim edilecekti. Ardından onlar nasıl bir Türkiye planlamışlarsa öyle bir Türkiye şekillenecekti. Etnik savaşların mezhep savaşlarının yaşandığı bir Suriyeleşme planı uygulanacaktı.
'B Planı': Terör fırtınası ve iç savaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan devreden çıkarılacak, Türkiye'yi birarada tutan o düğüm çözülecek, işgali direnecek bütün kesimler tasfiye edilecek, tarih yapıcı ana omurganın beli kırılacak, bir yıl içinde ülke sokak çatışmalarına sürüklenmiş olacaktı.
15 Temmuz içeriden işgal girişimi, tarihin görmediği bir feraset ve direnişle bertaraf edildi. Bunu beklemiyorlardı. Plan kusursuz işleyecekti çünkü! Şok oldular. Suçüstü yakalandılar. Başarısızlık beklemedikleri için de başarısızlık sonrası ne tür açıklama yapacaklarını belirlememişlerdi. Dikkat edin, o günden bu yana mantıklı tek cümle kuramadılar.
Hemen B Planı devreye sokuldu. Terörle iç savaşa sürüklemeplanı… Gülen'in terör örgütü ile PKK ortak saldırıları başladı. Emniyet binaları hedef alınıyor şimdi. Ardından başka hedeflere de yönelecekler. Siyasilere, medyaya, camilere, cemaatlere yönelecekler. Son olarak da 15 Temmuz'u boşa çıkaran milleti cezalandıracaklar. Terör saldırılarını alabildiğine tırmandırıp, Türkiye'yi nefes alamaz hale getirecekler. Hesapları bu!
ABD Türkiye'yi kuşatıyor, imha etmeye çalışıyor..
İçeride yeni terör fırtınası başlatanlar, aynı zamanda Suriye'nin Kuzeyi'nde “PKK Devleti" kurma planlarını hızlandırdılar. Münbiç'i alıp PYD'ye verdiler. IŞİD dün Cerablus'u boşaltmaya başladı.Burayı da PYD'ye verecekler. Suriye'nin kuzeyindeki haritanın tamamlanmasına sadece kırk kilometre kaldı.
Bu plan, Türkiye'yi kuşatma planıdır. Bu plan başarılı olduğu anda bizi içeride boğmaya başlayacaklar. Ne yapıp edip, gerekirse savaşı göze alıp bu planı boşa çıkarmak zorundayız. Geç kalmak ölümdür, sonuçları ölümcül olacaktır. Sonra bunun geri dönüşü olmayacaktır. Dikkat edin, Kafkaslardan Akdeniz'e kadar bütün sınırlardan kuşatma altına alınıyoruz.
Bu plan, Irak'ın işgalinden daha büyük bir plandır. Türkiye'nin İslam dünyasıyla bütün bağlarını kesme planıdır. Tam birçevreleme, yok etme planıdır. İçeride Gülen'in teröristlerini kullananlar, PKK'yı kullananlar, sınırın diğer tarafında PYD'yi ve IŞİD'i kullanıyor.Dört örgüt üzerinden Türkiye'yi imha etmeye çalışıyor.
FETÖ gibi PYD'nin de beli kırılmalı..
Daha ilk günden bu yana Kuzey Koridoru için çağrılar yaptık. İşin vahametini anlatamadık. 15 Temmuz sonrası içeride yapılan temizlik,iç işgalcilere yönelik operasyon kesintisiz devam etmelidir. Ama sınırın diğer tarafına da acil müdahale gerekmektedir. Bugüne kadarFETÖ'nun TSK içindeki teröristleri buna izin vermedi. PYD ile Kandil'le ortak çalıştı ve Türkiye'yi mahvetti. Yüzlerce şehit onların bu kirli ortaklığının kurbanı oldu. Ama artık bu gerçek ortadadır.
Türkiye'nin PYD'nin belini kırılması için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Güneydoğu ilçelerinde yürütülen operasyonun benzeri Suriye'nin kuzeyine yapılmalıdır. Çünkü ABD, içeride yapılan operasyonlara misilleme yaparak Suriye'den Türkiye'yi vurmaktadır. Tehditle, şantajla içerideki müttefiklerini kurtarmaya çalışmaktadır.
Unutmayın, sınırın hemen dışında bu operasyonu yapamazsanız savaş Türkiye'nin içlerine, Sivas'a kadar gelecektir!
Türkiye çevreleniyor, kuşatılıyor, boğuluyor
Türkiye, Rusya ve İran arasındaki son diyalog bu tür operasyonlar için imkan sağlayabilir. Suriye yönetimi dün şaşırtıcı biçimdeKamışlı'da, Haseke'de PYD'lilere saldırı başlattı. Bu, söz konusu operasyonlar için kapı aralayabilir. Suriye'nin toprak bütünlüğüancak bu tür operasyonlarla sağlanabilir. Aksi takdirde ABD'ninAkdeniz'e ulaştırmaya çalıştığı koridor hem Suriye'ye hem Türkiye'yi bölecektir!
Tarihe not düşüyorum: 15 Temmuz saldırısı ABD tarafından planlanmış ve uygulanmıştır. Washington yönetimi Türkiye'de doğrudan darbe planlamış, bu amaçla Gülen ve teröristlerini kullanmış, ülkeyi içeriden işgale yeltenmiştir. Aynı ABD yönetimi, Suriye'de PYD eliyle, IŞİD eliyle Türkiye'yi vurmakta, kuşatmaktadır.
Bu bir çevreleme, boğma harekatıdır. Bu plan ABD ve Avrupa tarafından ortak yapılmıştır. İki taraf da, bütün unsurlarıyla; istihbaratıyla, diplomasisiyle, medyasıyla bu işin içindedir. Erdoğan'ı yok etme, Türkiye'ye dağıtma planı, Birinci Dünya Savaşı sonrası en büyük saldırıdır.
ABD terör örgütleriyle stratejik ortak oldu
Yıllardır gözlerimizi kör ettiler. Sinsi sinsi Türkiye'yi köşeye sıkıştırdılar. Türkiye'yi teslim almak için ne gerekiyorsa yaptılar. Özellikle son yirmi yıldır ABD'nin bölgede uyguladığı bütün planlar, politikalar Türkiye'yi hedef almıştır. Bundan sonra ABD yönetiminin taahhütlerinin hiç biri inandırıcı olmayacaktır.
Türkiye, açık biçimde müttefikleri tarafından vurulmaktadır. Müttefikleri, Türkiye'ye karşı terör örgütlerini tercih etmiş, onlarla stratejik ortaklık kurmuştur! ABD Türkiye'ye karşı terörü desteklemiş, terör örgütleri kurup üzerimize salmıştır.
Şimdi dört örgütle: FETÖ ile, PKK ile, PYD ile, IŞİD ile saldırıyorlar. Hem içeriden hem de sınırın güneyinden bizi vuruyorlar. Bir sonraki aşamada doğrudan saldırı girişimleri olacaktır.
İçeride de dışarıda da ABD terörüyle yüzleşmek
Biz, 15 Temmuz saldırısını savuşturduğumuz gibi, bunları da savuşturacağız. Acımasız direnişi bu ülkenin her yerine, toplumun her kesimine hatta sınırın diğer taraflarına da yayacağız. İçeride FETÖ ile nasıl mücadele ediliyorsa sınırın diğer tarafında da PYD ile öyle mücadele edilmesi için çaba harcayacağız. İçeride FETÖ kriptoları olduğu gibi görünmeyen PYD kriptoları da var, onları da deşifre edeceğiz.
Asla umutsuz değiliz. Endişeliyiz, dikkatliyiz, hazırlıklıyız ama korkmuyoruz. Bu oyunu da bozacağız. 15 Temmuz çokuluslu müdahalesi nasıl bozulduysa, güneyden saldırı planı da öyle bozulacak. İçeride de dışarıda da ABD terörüyle, onun iç savaş senaryolarıyla mücadele edeceğiz.
(Yeni Şafak'tan)