Allahım beni Başbakan-Bakan yap

Ulusal Birlik Partisi “ağır yaralı” bir vaziyette en erken genel seçime gitmek zorunda kalıyor.
Şimdiki ekip Cumhurbaşkanı’nın ağır saldırısı altındadır. Bu saldırılar muhalefet partilerinin saldırılarından daha fazla zarar veriyor UBP’ye.
Çünkü UBP’lilerde muhalefete yönelik doğal bir kalkan vardır.
Fakat Eroğlu kurultay kararıyla doğal liderleridir, 20 küsur yıl başkanları oldu ve doğruya doğru, 2009 ile 2010 arasında UBP'yi tek başına hükümete, oradan da Cumhurbaşkanlığı’na taşıdı.
Son kurultayda desteklediği aday kaybetmiş olsa bile UBP'nin yarısı kendi işaret ettiği gibi davrandı.
Dolayısı ile Eroğlu’nun saldırılarının şimdiki UBP yönetimini çok hırpaladığı muhakkaktır.
İkincisi UBP delegesinin yüzde ellisinin desteklediği 8 milletvekili UBP’den atılıyor.
Muhtemeldir UBP’nin rakibi olan DP’den aday olacaklar.
UBP’den ne kadar oy götürecekler bilinmez ama en iyi tanıdıkları da UBP delegeleri ve seçmenleri olduğu kesindir.
UBP bu seçimde hem muhalefetin etkili eleştirileri ile hem de kendi içinde oynayacak 8 milletvekilinin yapacakları ile uğraşacak.
Uğraşacak da sırf bu yüzden hükümette seçime kadar kalacağı sınırlı süre içinde ahlak dışı işler yapması gerekiyor mu?
Kesinlikle hayır.
Sendikalar yeni vatandaşlıklar için memurların ek mesaiye zorlandığını açıklıyorlar.
Hükümetten bu konuda tıs çıkmıyor.
Hatırlatırım ki 2002 yılında Derviş Eroğlu seçim öncesi binlerce kişiyi vatandaş yapmış, bu ülkeye büyük zarar vermiş ama hüsrana uğramaktan kurtulamamıştı.
Muhalefet kırsal kesim arsaları dağıtılacağını, yeni taşımacılık izinlerinin verileceğini söylüyor.
Hükümetten bu konuda da tıs çıkmıyor.
Sükut ikrardan yani sessizlik kabullenmekten mi geliyor?
Öyleyse UBP bu yaptıklarının veya yapmayı tasarladıklarının bedelini ağır bir şekilde ödeyecek.

***

Gelelim muhalefetin hallerine.
Tam da muhalefetin istediği bir ortam oluştu ama bugünlerde muhalefet birbiriyle didişmekle meşgul.
Dünkü uzun Meclis toplantısının özeti bu idi.
Erken seçime neden olan UBP sanki ortada yoktu ve CTP, DP ile TDP birbirlerini yemekle meşguldüler.
Tabii muhalefet temsilcileri birbirleri ile kavga ettikçe itiraflar da ortaya döküldü ve erken seçim gibi kısa sürede kimlerin makam hayali kurduğu da ortaya çıktı.
Erken seçime giderken muhalefet “ülke iktidarına aday ve ülke sorunlarını çözme gücünde olan” bir profil vermiyor.
Her koşulda hükümet olayım ama nasıl isterse olayım.
Hatta bazıları “Allahım bana başbakanlık-bakanlık ihsan eyle de sonra ne olursa olsun” havasındalar.
Önümüzdeki günlerde bu sorunsalla ilgilenmek zorunda kalacağız galiba...

(Havadis'ten)