AKP’nin 28 Şubat’ı


Silah siyasetten çekilmedi; sadece el değiştirdi.
28 Şubat’ta medya, askerden korkuyordu. Şimdi hükümetten korkuyor.
Medya bağımsızlaşmadı, efendi değiştirdi.
28 Şubat’ta Genelkurmay, dinci işletmeleri batırmaya çalışırdı. Bugün de muhalifler iktisadi baskı altına alındı.
Ekonomi özerkleşmedi; sermaye el değiştirdi.
28 Şubat’ta insanlar “irticacı“ yaftasıyla ordudan, medyadan, politikadan kovulurdu, şimdi “Ergenekoncu” yaftasıyla kovuluyor, yargılanıyor, hapsediliyorlar.
Yaftalama âdeti değişmedi; yafta değişti.
28 Şubat’ta dindarlara seks tuzakları kurulur, özel hayatları afişe edilirdi; bugün dindarlar kuruyor seks tuzaklarını...
Tuzak aynı tuzak; avcıyla av, yer değiştirdi.
28 Şubat’ta asker, irtica ile mücadele için eğitim süreleriyle oynamıştı. AKP de kendi hedefi için eğitim süreleriyle oynuyor.
İdeolojik eğitim bitmedi; eğitimde ideoloji değişti.
28 Şubat, toplumu dizayn etmek, tek tip gençlik yaratmak istiyordu. AKP de aynısını istiyor.
Gençliğin kaderi değişmedi; tipi değişti.
28 Şubat yerel yönetimleri baskı almıştı; tıpkı bugünkü iktidar gibi... 15 senede belediyelere baskı değişmedi, sadece baskı gören belediyeler değişti.
28 Şubat’ta hukuk tamamen siyasallaşmıştı. Bugün hukuk yine emirle hareket ediyor; sadece emri verenler değişti.
28 Şubat, “skandal kaset“ler, fişlemeler, andıçlar, usulsüz dinlemelerle tam bir cadı avıydı. Bugün aynısı devrede...
Cadı değişti; av geleneği değişmedi.
* * *
Yani AKP, 28 Şubat sürecinde karşı çıktığı ne varsa, beterini hükümette kendisi yaptı.
Meselenin ilke değil, iktidar olduğu anlaşıldı.
Biz o yapılanlara 28 Şubat’ta nasıl karşı çıktıysak aynı gerekçelerle bugün de karşı çıkıyoruz.
Sivil siyaset, bağımsız basın, adil yargılama, özerk ekonomi, demokratik eğitim, özgür ülke istiyoruz.
Ne askerci ne dinciyiz.
Kışlayla cami arasındaki bu ip çekme yarışında taraf değiliz; ipiz.
Çekiştirilen biziz.
* * *
“Babalarımız 27 Mayıs’ın gölgesinde yetişti. Biz, 12 Eylül’ün gölgesinde yetiştik. Ama 28 Şubat’ın bizi ezmesine müsaade etmedik“ diyor Başbakan...
Ne var ki yeni kuşağı, 28 Şubat’ı örnek alan, sivil bir tahakkümün gölgesinde yetiştiriyor.
“Dindar nesiller yetişmesini önlemeye çalışmakla” suçladığı 28 Şubat’çıların yöntemlerini taklit ederek “dindar nesiller yetiştiriyor.”
Yöntem aynı; sadece hedef değişiyor.
* * *
Ama bu iktidarın 1000 yıl süreceği zannıyla susan, alkış tutan, teslim olan, boyun eğen, göze girmek için kelle verenler şunu aklında tutmalı:
Asker, “28 Şubat 1000 yıl sürecek“ demişti; 10 yıl bile sürmedi. Ama o baskıcı süreç, askeri itibarsızlaştırırken Milli Görüş hareketini değişime zorladı; yenileyip iktidar yaptı.
Bugün aynı baskıcı süreç, hükümeti dünya gözünde itibarsızlaştırırken sosyal demokrat hareketi değişime zorluyor.
Yani AKP, 28 Şubat’çıları örnek alarak kendi kuyusunu kazıyor.
Başbakan “28 Şubat’ı yapanlar artık yok ortada, mağdur ettikleri ise ayakta” diyor.
Bugünün tahakkümcüleri için alınacak bir ders yok mu burada?

Milliyet