MOSKOVA (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve beraberindeki heyet, Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması’nda görüşmeler yaptı.

Başkent Moskova’da Ala başkanlığında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Korkmaz ve beraberindeki heyet Duma’ya geldi. Heyette Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç de hazır bulundu.

Ala ve beraberindeki heyet, parlamentoda Birleşik Rusya Partisi Genel Konsey Sekreter Yardımcısı, Rusya Devlet Duması Birleşik Rusya Grubu Başkanı Vladimir Vasilyev'in başkanlığında, Rus-Türk Parlamentolar Arası Rusya-Türkiye Dostluk Grubu üyesi ve Duma Milletvekili Ruslan Gadjiyev, Rusya-Türkiye Parlamentolar arası İşbirliği Grubu Koordinatörü Otari Arşaba'dan oluşan heyet ile bir araya geldi.

AK Parti Genel Başkanvekili Ala, görüşmede yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in liderliğinde Türkiye ile Rusya ilişkilerinin güçlenerek gelişmeye devam ettiğini, bunun bir parçası olarak partiler arası ilişkilerin de ivme kazandığını ifade etti.

Ala, "Uluslararası taraflar ile diyaloğumuzu sürdürmeye, çeşitli alanlarda ortak payda arama temelinde değişim ve işbirliğimizi güçlendirmeye büyük önem atfediyoruz." dedi.

Türkiye ile Rusya ikili işbirliğinin iyi komşuluk ilişkileri, karşılıklı saygı ve ortak çıkarlar temelinde bölgenin istikrar ve refahına katkı sağlayacak çerçevede geliştiğine işaret eden Ala, liderler arasındaki güven temelli yakın diyaloğun ilişkilere güçlü ivme kazandırdığını dile getirdi.

Ala, "Son dönemde birçok jeopolitik sınamayla karşı karşıya kaldığımız bu kritik süreçte ülkelerimizin arasında yoğunlaşan ziyaret ve üst düzey temaslar, artan işbirliğimizin göstergesidir. Moskova ziyaretimizin bu amaç doğrultusunda önemli bir adım olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

İki ülke arasında ekonomik ilişkilerin geliştiğini anlatan Ala, liderlerin koyduğu 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak için çabaların sürdüğünü bildirdi.

Ala, Türkiye’yi ziyaret eden en fazla yabancı turistin Ruslar olduğunu hatırlatarak, "Olumlu seyreden ticari ilişkilerimizin daha dengeli ve sürdürülebilir hale getirilmesi konusunda sağlam adımlar atılacağına inanıyoruz." dedi.

Türkiye olarak bölgesel ve küresel anlamda barışın ve güvenliğin korunması ve geliştirilmesinin, "girişimci ve insani dış politika" anlayışı çerçevesinde öncelikleri olmaya devam ettiğini aktaran Ala, "Bu süreçte Rusya’nın da katkılarıyla Karadeniz Girişimi’ne öncülük ederek 33 milyon tondan fazla çeşitli tahıl ürününün dünya pazarlarına ulaşmasını birlikte sağladık. Rusya ile ilişkilerimiz, karşılıklı anlayış ve aktif işbirliği içinde özellikle Astana süreci ile birlikte Suriye konusunda da yakın eş güdüm içerisinde devam etmektedir." diye konuştu.

Ala, ekim ayının sonuna doğru Rusya'ya bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla düzenlenen BRICS Zirvesi'nin önemine işaret ederek, zirvenin "adil küresel kalkınma ve güvenlik için çok taraflılığın güçlendirilmesi" vurgusunu Türk dış politikasının vizyonuyla uyumlu bulduklarını dile getirdi.

Zirve sonrası yayımlanan bildirgede, Gazze'de yaşanan insani krizin bir an evvel son bulması ve ateşkesin sağlanması hususuna değinilmesini önemli bulduklarının altını çizen Ala, "Türkiye olarak Filistin konusunda artık alışılagelmiş ve çatışmayı sonu gelmez çıkmaza sokan adımların değişmesi gerektiğine inanıyor ve garantörlük mekanizmasının oluşturulmasını vurguluyoruz." dedi.

Ala, Gazze’de devam eden soykırımda çoğunluğu kadın ve çocuk yaklaşık 43 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "İsrail’in saldırganlığının yalnızca Orta Doğu’yu değil, küresel güvenliği de tehdit eder noktaya geldiğini her platformda dile getiriyoruz. 2. Dünya Savaşı sonrası tekrar insani felaketin yaşanmaması amacıyla küresel barış ve istikrar için kurulmuş uluslararası kurumlar ne yazık ki bu süreçte iflas etmiş durumdadır." ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletlerin (BM) fonksiyonunu yerine getiremediğini belirten Ala, son dönemde hiçbir uluslararası soruna çözüm üretemeyen BM’nin yapısında reforma gidilmesinin artık zorunluluk haline geldiğini söyledi.

Kaynak: aa