ANKARA (AA) - MÜMİN ALTAŞ - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Çin'e yaptıkları ziyarette yetkililere Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne olan yaklaşımının insani ve temel boyutta olduğunu söylediklerini bildirerek, "Çinli yetkililer tüm bu hassasiyetlerimizi paylaştıklarını söylediler. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki soydaşlarımızla ilgili pozitif adımların geleceğinin ön sinyalini aldık." dedi.
Sırakaya, AA muhabirine, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz ile Çin'e gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çin Komünist Partisinin davetlisi olarak Çin'e gittiklerini ifade eden Sırakaya, Çin'e son dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın da ziyarette bulunduğunu anımsattı.
Pekin, Şanghay ve Guangcou'da temaslarda bulunduklarını belirten Sırakaya, görüşmelerde sadece ikili değil, bölgesel ve küresel konularda da görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.
İkili ilişkilerin ekonomik ilişkilere yansımasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Sırakaya, Türkiye'nin Çin ile 48 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olduğunu söyledi.
Sırakaya, muhataplarıyla, Çinli iş insanlarının Türkiye'deki yatırım imkanlarını değerlendirmeleri ve Türkiye'nin bir üretim üssü haline gelmesi yönündeki taleplerini paylaştıklarını anlattı.
Ticaret hacminin gelişmesinin, inovasyon ve teknolojik gelişmeler anlamında Çin ile Türkiye'nin daha yakın bir çalışma sergilemesini sağlayacağını vurgulayan Sırakaya, şunları söyledi:
"Bugün baktığımızda Türkiye, yakın çevresinde 4 saatlik uçuş mesafesinde 40'tan fazla ülkeye ulaşabildiğiniz, yaklaşık 1,5 milyar insana hitap edebilecek bir hinterlandının olduğu, 28 trilyon dolarlık ticaret hacmine hitap edebileceğimiz bir ortamda. Çinli yatırımcılara, çok cazip bir ülke olduğumuzu aktardığımızda, önümüzdeki süreçte Türkiye'ye daha yakından ilgi göstereceklerini ifade ettiler. Kuşak ve Yol Girişimi, Orta Koridor Girişimi ve tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması noktasında beraber çalışmamız kıymetli. Jeopolitik olarak bazı hamlelerin yapıldığı, yeni meydan okumalarının olduğu bir ortamda bu koridor çalışmalarını tamamlamak son derece önemli."
Sırakaya, Çinli yetkililerin Türkiye'nin önümüzdeki dönemde BRICS üyesi olması yönündeki destek ve arzularını da dinlediklerini, süreç içinde Çin-Türkiye ilişkilerinin çok daha ileri bir seviyeye geleceğini gözlemlediklerini belirtti.
- "Çin'in toprak bütünlüğüne hassasiyet vurgulandı"
"Çinli yetkililerle dini, kültürel, tarihsel birlikteliğimiz olan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'yle ilgili görüşlerimizi de paylaştık" bilgisini veren Sırakaya, Uygur Türklerinin haklarının ihlal edilmemesi noktasında Çin'den hassasiyet beklediklerini vurguladı.
Sırakaya, şunları kaydetti:
"Çin'in, Uygur Özerk Bölgesi'yle ilgili yaklaşımımızın, bazı kimi Batılı ülkelerden farklı olduğunu görmesi, bizim Çin'in toprak bütünlüğüne gösterdiğimiz hassasiyeti birinci elden ifade etmemiz çok kıymetli oldu. Sincan Özerk Bölgesi'ne olan yaklaşımımızın insani ve temel boyutta olduğunu söyledik. Çinli yetkililer tüm bu hassasiyetlerimizi paylaştıklarını söylediler. Çin'in diğer bölgeleriyle olan ekonomik, ticari ve kültürel diyaloğumuzu, Sincan Özerk Bölgesi ile de geliştirmek istediğimizi ifade ettik. THY'nin İstanbul'dan Urumçi'ye sefer düzenlemesiyle ilgili beklentimizi ifade ettiğimizde müspet cevap aldık. Uygur Özerk Bölgesi'nde soydaşlarımızla ilgili pozitif adımların geleceğinin ön sinyalini aldık."
Sırakaya, Çinli yetkililere Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorunlarını da ilettiklerini, bu konuda Çinli yetkililerin çalışma başlatarak kendilerine dönüş yapacağını dile getirdi.
AK Parti ile Çin Komünist Partisi arasında mutabakat zaptı imzaladıklarını vurgulayan Sırakaya, bu mutabakat zaptı ile kurulan mekanizmanın ikili ilişkilerde, ticarette, diplomaside sıkıntı yaşanan noktalara hemen müdahale edeceğini ifade etti.
- İsrail'in Gazze'deki katliamları
Gazze konusunda Çin'in Türkiye'nin tüm hassasiyetlerini paylaştığını dile getiren Sırakaya, "Ateşkesin sağlanmasının ardından 1967 sınırları içinde, toprak bütünlüğü sağlanmış, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması gerektiği noktasındaki hassasiyetimizi paylaştık. Onlar da Orta Doğu'daki zulüm ortamı bitmeden dünyada küresel barışın sağlanabilme imkanının olmadığını söylüyor." ifadelerini kullandı.