İran’ın sürgünde yaşayan muhalif düşünürü Ramin Cihanbeyoğlu ile ilk bölümünü 14 Ağustos’ta yayımladığımız söyleşiyi sürdürüyoruz…
Türk-İran ilişkilerinin bozulma sürecini masaya yatırdığımız röportajın ilk bölümü ardından Cihanbeyoğlu, bu kısımda “topal ördek Ahmedinejad’ın” yol açtığı türbülansı anlatıyor.
Ahmedinejad sonrasının kozlarının paylaşıldığı ortamda İran’daki tüm taşlar oynamış. İran’la Türkiye krizi sade Suriye meselesi ya da Kürecik kalkanından kaynaklanmıyor. İran’ın içindeki büyük altüst oluş; çok açıdan Türkiye ile iplerin gerilmesini kaçınılmaz kılıyor.
Cihanbeyoğlu’nun Türk-İran ilişkilerinin geleceği, olası Sünni-Şii iç savaşı, İran’daki post kavgası üzerinde söyledikleri şöyle:
İlk neden: ABD-İsrail saldırısı
Türk-İran ilişkilerinin seyri farklı unsurlara bağlı. İran’a bir ABD-İsrail saldırısı olacak mı? Böyle bir şey olursa, Türkler saldırıyı kınamayarak tarafsız kalacak. İlk sürtüşme bundan kaynaklanacak. İran, Türkiye’nin yanında olmasını bekler. Bu gerçekleşmeyecek. İkinci konu Suriye. İran’ın Suriye’yi kaybetmesi, Lübnan’daki gücü ile tüm bölgedeki gücünü kaybetmesi demek. Bu da sürtüşmeyi kaçınılmaz yapıyor.
‘Sünni-Şii iç savaş ihtimali’
Böyle bir ihtimal var. Özellikle İran’ın kendi hatalarından dolayı Sünni-Şii çatışması giderek artacak. İran hükümetinin; Kürdistan, Azerbaycan, Belucistan yörelerindeki Sünni nüfusuna karşı büyük hataları var. Hükümet, Sünnilere çok sert davranmıştır. Sünniler, Suudi Arabistan’dan yardım isterse Türkiye gene İran’a destek çıkmayacaktır. Sünni ülke Türkiye, Sünnilere karşı Şii İran’ı desteklemez. Bu da bir diğer çatışma alanı.
İç siyaset etkisi
İran’da gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. İran liderliği -dini liderle Devrim Muhafızları- 2009’daki son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekledikleri Ahmedinejad’dan kurtulmak ve İran dış politikasında tek söz sahibi olmak istiyorlar. (Ahmedinejad’ın hileli) 2009 seçimi sonrasında Davutoğlu-Ahmedinejad arasında, çeşitli dış politika temasları olmuştu. Ahmedinejad o dönem İran dış politikasını temsil ediyordu. Şimdi ise dini liderle Devrim Muhafızları’nı karşısına almış durumda. İran liderliği Ahmedinejad’ı yerden yere vuruyor ve nükleer çözümü kendisi bulmak istiyor. Türk-İran ilişkilerini bu da yakından etkiliyor.
Yaptırım diyaloğu zorluyor
Yaptırımların döviz kurları, enflasyon, işsizliğin yükselmesi açısından etkileri halk üzerinde felaket oldu. Devrim Muhafızları da yaptırımlardan, ekonomik-finans ve parasal ilişkiler nedeniyle çok etkilendi. Tahran’ın İstanbul-Bağdat diyaloglarına girmesinin bir nedeni bu. Yaptırımların derinleşme tehdidi karşısında, İran diyaloğu kabul etti. Ancak bu yöntemle sonuç alabilmek çok uzun zaman gerektirir. “Sıfır zenginleştirmeyi” İran kabul etmez. Çinliler ve Rusların da yardımıyla uzun dönemde sadece zenginleştirme düzeyini düşürmeye razı edilir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı -UAEA- denetimini kabul eder ve zenginleştirme programında daha şeffaf olmaya ikna edilebilir. Ötesi zordur. Tahran itibar kaybetmeyi göze alamaz.
Ahmedinejad fotoğraftan çıkar
(Cumhurbaşkanlığı seçimleri arkasından) Ahmedinejad fotoğraftan çıkar. Parlamento seçimlerinde zaten kayba uğradı. Son parlamento seçimlerini Devrim Muhafızları çevrelerinden olan Hamaney yandaşları kazandı. Devrim Muhafızları sadece ekonomik konular; nükleer ve petrol konularında karar almakla yetinmiyor; siyasi konularda da artık karar mercii oluyorlar. Bundan böyle dini lider onları değil, onlar dini lideri kontrol ediyor. Ahmedinejad ekibi ile Devrim Muhafızları ekibi arasında bu sebepten çekişme var. Öyle ki Devrim Muhafızları’ndan bir liderin, Ahmedinejad’ı tokatladığı dahi biliniyor. Çok pragmatik olan Devrim Muhafızları, Ahmedinejad’dan kurtularak Batı’yla ilişkiler, dış politika ve nükleer konusunda tek söz sahibi olmak istiyorlar. Cumhurbaşkanlığı’na da bu nedenle kendilerinden birini getirmek istiyorlar.
Larijani’nin adaylığı...
İsim zikretmek için henüz erken. Larijani; Hamaney’e yakın ama Larijani ailesi de Devrim Muhafızları’nın çıkarlarını temsil etmiyor. Her şey önümüzdeki yıl, Devrim Muhafızları’nın siyaset ve ekonomide kuracakları iktidar tekeline bağlı. Son parlamento seçimleri yalnız muhafazakârlar arasında geçen bir yarış oldu. İran’ın İslami rejimi bugün büyük sıkıntıda. Bu kriz ortamında reformcuların yeniden meydana çıkmasına izin vermezler. Nükleer, ekonomik ve siyasi sorunu aralarında, müesses nizam içinde çözmeye bakacaklardır.
Devrim Muhafızları - Hamaney ilişkisi
Bu tamamlayıcı bir ilişki. Hamaney, Devrim Muhafızları olmadan yaşayamaz. Devrim Muhafızları, Hamaney’in ihtiyaç duyduğu şiddet tekelini elinde tutar. Hamaney’in iktidarını sürdürebilmek için Devrim Muhafızları’na ihtiyacı var. Ama Hamaney’in “meşruiyeti” de Devrim Muhafızları’nı ayakta tutuyor. Birlikte Ahmedinejad kampına karşıtlıkta işbirliği yapıyorlar.
Yeni sayfa: Batı’yla yakınlaşma arzusu
2013 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli. İslamcı rejim Amerika’ya yakınlaşmaya çalışıyor. İslamcı rejimin kendi tarihi içinde yeni bir sayfa çevirmeye çalıştığını düşünüyorum. Rejim, Ortadoğu içi ve dışında; ABD ve Avrupa ülkeleriyle yeni ilişkiler kurmak istiyor. Çünkü çıkarları bunu gerektiriyor. Rejim, bu sebeple yeni diyaloglara girmeye çalışıyor.
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)