Acımasız tuvalet gerçekleri



- En çok ölüm tuvaletsizlik yüzünden meydana geliyor. İshal yüzünden her 15 saniyede bir, bir çocuk ölüyor. Veya şöyle diyelim: Her iki saatte bir, çocuk dolu bir jumbo jet yere çakılıyor.

- Alaturkcılar haklı! Çömelerek yapmak daha sağlıklı. Oturak yapıldığı zaman kalın bağırsağın son boğumu ‘gerekli düzlüğe’ kavuşmuyor. Hesap etmişler çömelerek yapanlar 51 saniyede işlerini görürken, oturarak yapanların 130 saniyeye ihtiyaçları olmuş. Basur ve kabızlığın bir nedeni de oturarak yapmakmış.

- İlk paralı tuvalet 1851’de Londra’daki “Büyük Fuar” sırasında tesisatçı George Jennings tarafından açılmış. Bir penny ile çalışan tuvaleti 827 bin 280 kişi kullanmış. Jennings süper zengin olmuş.

- Dünyada 17 milyon kişi “utangaç mesane sendromu”dan mustarip. Ne demek bu? Umumi tuvaletlerde (yani başkalarının yanında) işini görememek. Patlıyorlar ama yapamıyorlar.

- Sifonlu tuvaletin icadı 300 yıl öncesine gidiyor. Tavana yakın bir yerde, ipe bağlı bir kovayla başlamış. Altına da koku geri gelmesin diye S boru konulmuş. O günden bu güne sistemde değişen bir şey yok. Suyu kıt bölgeler için tümüyle manasız.

- Tuvalete en düşkün olanlar Japonlar. Evlerin yüzde 72’sinde ergonomik, ısıtmalı, sıcak suyla yıkamalı, buharla kurutmalı, hatta dışkı ve idrar analiz yapan klozetlerden var. İşin garibi, 70 yıl öncesine kadarJaponlar taharetlenme diye bir şey yok! Tümüyle bir pazarlama dehasının işi.

- Amerika Birleşik Devleti’nde ilk rezervuarlar 17 litre imiş. Çok su harcıyor diye devlet 9 litreye düşürmüş rezervuar hacmini. “Bu kadarcık su yeterince temizlemiyor” diye bazı Amerikalılar Kanada’dan kaçak tuvalet getirtmiş.

- Bangladeş’in başkentinde sadece 17 adet umumi tuvalet mevcut. Nüfus 15 milyon. Peki durum İngiltere’de farklı mı? 500 bin kişilik Manchester’da sadece bir adet umumi tuvalet var. Londra’da 16 bin kişiye bir adet umumi WC düşüyor. İngiltere’de milyonlarca yaşlı insanlar, tuvalet bulamayacakları korkusuyla evlerinden dışarı çıkamaz olmuş. Ve buna da “mesane tasması” deniyor.

- Belediyelerin en başa çıkamadığı şey sokağa işeme olayı. Sidney Belediyesi her yıl 10 milyon Avustralya dolarını sokakları söz konusu sıvıdan temizleme için harcıyor. Paris Belediyesi işeyene idrarını geri püskürten şekilli duvarlar koymuş sağa sola. Londra belediyesi cumartesi geceleri ve maç çıkışlarına portatif tuvalet yerleştiriyor. Hindistan’da Mumbai belediyesi ise tuvalet yapmak yerine dinî hassasiyete güvenmiş. Duvarlara sıkaralıklarla her dinin sembolünü asmış. Olay anında durmuş. (Parası olmayan Belediyelerimize öneri)

- Kadınlar tuvalette erkeklerden iki kat daha uzun vakit harcıyor. Buna rağmen ısrarla eşit sayıda tuvalet yapan mimar, mühendis, müteahhitleri neyapmak lazım dersiniz?

- İnsanlar kakadan iğrenir. Bu hayati bir reflekstir, böylece kendimizi hastalıklardan daha iyi koruyabiliriz. Ancak anne olunca iş değişiyor! Yapılan bir çalışmada, annelere kirli bezler sunulmuş ve anneler her seferinde, hangisi kimin bilmeden, kendi bebeklerinin kakasını diğer bebeklerinkinden “daha az iğrenç” diye notlandırmış! Tüyleriniz diken diken oldu di mi? Allahın işi deme de dur!

- Bir ailenin yıllık “malum madde” üretimi: Bir ton. Lifli besinler yerseniz daha çok, rafine ve proteinli yiyecekler yerseniz daha az.

- Kendi dışınızı yemek istemiyorsanız sifonu çekmeden önce mutlaka tuvalet kapağını kapatın! Sifon çektikten sonra oluşan su zerrecikleri 1,8 metreye kadar gidebiliyor. Açıkta diş fırçanız varsa ki vardır- üzerine ‘ne’ konduğunu ben söylemeyim, siz söyleyin...

- Son söz: istediğiniz kadar temizleyin tuvaletiniz bir bakteri yuvası. Onları evinizin başka yerlerine taşımak istemiyorsanız çözüm yine klasik Türk ailesi çözümü: Tuvalet terliği ayrı, ev terliği ayrı, teras terliği ayrı he mi çocuuum...

(Kaynak: Colors Dergisi)

VATAN