Zirvenin ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Başbakan Davutoğlu ortak basın toplantısı düzenledi.
TUSK:
- Çok dengeli bir anlaşmaya vardığımızı düşünüyorum.
- Pazar gününden itibaren göçmenler Türkiye’ye gönderilecek.
- Balkan ülkelerine de önemli, bir görev düşmektedir.
- Türkiye ile 33. faslın açılması konusunda anlaşmaya vardık.
DAVUTOĞLU:
- Çok tarihi bir gün. Türkiye AB ile ortak geleceği paylaşıyor.
- Türkiye ile AB arasında daha stratejik bir işbirliği olmalı. Anlaşmanın amacı sığınmacıların ölümünün önüne geçmek.
- 3 milyar Euro önümüzdeki haftalarda Suriyeli mülteciler için kullanılacak. Bu para Türkiye’ye verilmiyor. Bu para sanki mali bir destekmiş gibi algılandı. Hayır böyle değil. AB Suriyeli mültecilere yardım edecek. Türkiye de aracı olacak. Bu 3 milyar euro’ya ek olarak bir 3 milyar euro daha gündemde.
VİZE SERBESTİSİ
- Vize serbestisi, Geri Kabul Anlaşması'nın doğal bir sonucudur. Biz de umuyoruz ki, haziran ayının sonundan evvel geçerli olur. 35 kriter kaldı. Ummuyorum ki mayısa kadar bunları yerine getireceğiz.
- 33. faslın açılmasına karar verdik.
BRÜKSEL'DEKİ PKK ÇADIRI
- Tabii terörle dayanışma konusu da çok önemli. AB liderlerine verdikleri destekten dolayı teşekkür ettim. Hem Paris hem de Ankara iki kez hedef alındı. Saldırılardan sonra omuz omuza durduk. Bu noktada hayal kırklığımı ifade etmek istiyorum. 78 milyon Türkiyeli saldırıdan sonra yas tutarken, aynı terör örgütü destek amaçlı olarak bu binanın çok yakınında gösteri düzenledi. Bu hayal kırıklığımı belirtmek isterim.Her teröre karşı dayanışma içinde olmalıyız.
JUNCKER:
- Sert ama adil müzakereler oldu. İltica başvurusunda bulunacak kişiler incelenecek. Sınırdan çevirme hakkı var. Bu işin hukuki boyutu gayet açık.
- Bu mutabakat pratik ve somut şekilde uygulanacaktır.
- AB’nin karşısında muazzam bir sorun vardır. Özellikle Yunanistan’ın karşısında. Bu nedenle bu gerekliydi.
- Toplamda 4 bin görevliyi göndermemiz gerekecek. Kolay bir iş değil bu. Bu operasyonun bir maliyeti var. 6 ayda 280 ile 300 milyon euro civarında bir maliyeti olacak. Paylaşılan bir sorumluluk söz konusu.
- İdomeni’de yaşananlar benim Avrupa düşünceme tekabül etmiyor. Ayda 6 bin kişinin yeri değiştirilecek. Yunanistan ile de işbirliği yapacağız. Yunanistan ordusuna destek kararı çıktı.
SORU CEVAP
- Anlaşmanın parçası olarak bu insanların Türkiye’ye geri gönderilmesi için Türkiye’nin şartları düzeltmesi lazım. Siz buna hazır mısınız?
DAVUTOĞLU:
- Eminim dünyada herkes tüm gözlemciler Türkiye’nin göçmenler için yarattığı koşulları görüyor ve takdir ediyordur. Bu, benim çok onur duyduğum bir nokta. 300 bin kişiyi 5 yıldır ağırladığımız kamplarımız var. Her türlü yaşam koşulu sunuluyor.
- Şu ana kadar hiçbir uluslararası gözlemci tek bir eleştiri bile yapmadı. Milyonlarca Suriyeli de şehirlerimizde vatandaşlarımızla yaşıyor ve hiçbir ırkçı saldırı olmadı.
- Göçmenlere çalışma izni verdik ve bu hiç kolay bir iş değildi. Muhalefetten eleştiri aldık. Yüzde 10 işsizlik yaşanan bir ülkede halkımız buna hiç itiraz etmedi.
- Suriyeli olmayanlar için de tavrımız aynıdır. Geri kabul merkezlerinde Suriyeli olmayanların sayısı artacaktır. Burada AB ile birlikte çalışacağız.
- Hiç kolay bir iş değil. Geri kabul uygulamaya konduğu andan itibaren bu zorlukları göreceğiz. Gerek AB’yi gerekse bizi eleştirenler gelsinler bize daha iyi bir seçenek sunsunlar.
Göçmenlere maceracı olarak değil zulmün mağdurları olarak davranmak zorundayız.
-Sayın Davutoğlu “Bu tarihi bir anlaşma” dedi. Sizce de tarihi bir anlaşma mı?
TUSK:
- Bir tarihçi olarak bu tarihi bir anlaşma mıdır bilmiyorum. Bu Türkiye AB ilişkileri açısından yeni bir çığır açıyor.
Tarihi bir an mı bilemem ama bugün için beklediğimizin dahi ötesinde iyi bir anlaşmaya imza attık. Pragmatik çözümler başarılı olacaktır.
- “Siz çok önemli bir gün dediniz” ama Sayın Erdoğan “Avrupa Türkiye’ye ders vermekten vazgeçsin” dedi. Size mi inanmalıyız yoksa Sayın Erdoğan’a mı?
DAVUTOĞLU:
- Gerçeğin çok farklı yüzleri olabilir. AB’nin gerçeklerinden biri zaten önünde gördüğünüzdür. Biz birlikte çalıştık iş birliği yaptık.
HİÇ UYUMADIK
- Donald’a teşekkür ediyorum ve hiç uyumadı. Ben de hiç uyumadan buraya geldim.
- Bu liderler bir çözüm bulmak istediler. Ulusal menfaatleri gözetmeden insanlık için alıştık.
- Benim cumhurbaşkanım Erdoğan da gerçeğin başka bir yüzünü açıklıyordu. Bazı Avrupalılar göçmenlerin Avrupa’ya girişini engelliyorlar. Bazı Avrupalılar bozuk paralarını atıyorlardı göçmenlere. Kuşlara yem atar gibi para atıyorlardı.
- "Müslümanların Avrupa’da yeri yok" diyen Avrupalılar vardı. Bazı gazeteciler de göçmenlere tekme atıyordu.
Bu da gerçeğin başka bir yüzü.
- Gerçeğin bir yüzünü görüyorsunuz… Biz birlikte çalışıyoruz.
- Ama Avrupa gerçeğinin diğer yüzünü de eleştireceğiz.
TUSK:
- Benim de bazı yorumlarım olacak Avrupa’nın diğer yüzüne yönelik. Mülteciler en fazla buraya gelmek istiyorlar. Çünkü biz en hoşgörülü toplumları barındırıyoruz. İşte bu yüzden düzensiz göçü yönetmek istedik.
Biz en açık ve en hoşgörülü kıta olarak kalmaya devam etmek istiyoruz.
- Gözlemlerinizi takdirle karşılıyorum. Avrupa dünyadaki tüm göçmenleri varış noktasıdır ve bu rastlantı değildir.
JUNCKER:
- Teröre verdiğiniz kurbanlar konusunda acınızı paylaşıyorum. Ancak rencide edici görüşlerin söylenmesi normalliği ortadan kaldırır. Ve şu anda söylemlerinizi seçerken aşırıcılıktan kaçınmak gerekiyor.
DAVUTOĞLU:
- Belçika krallığına ve Belçikalı dostlarımıza da saygımızı ifade etmek isterim. Eleştirilerimizin Avrupalı dostlarımızı rencide etmemesi lazım.
FOTOĞRAFLAR: AA, Haber Hürriyet derleme