62. Hükümet'in Başbakanı ve AK Parti'nin 30 Eylül kongresi

"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Abdullah Gül" projeksiyonlarında ufak ama ciddi bir pürüz var! Anlatacağım.

AK Parti Tüzüğü'nde milletvekili seçimine yönelik getirilen bir 3 dönem sınırlaması var ve bunu bilmeyen de yok. Peki, genel başkanlıkta birinci dönemi olan bir AK Partili'nin milletvekilliğinde üçüncü dönemi ise o vakit ne olacak? 30 Eylül'de yapılacak kongrede 3 dönem milletvekilliği için "mola" tadilatının yanı sıra "genel başkan"ın AK Parti Tüzüğü'nün 75. maddesine mi yoksa 132. maddesine mi tabi olacağını belirgin hale getirecek bir düzenleme de yapılmalı.

Sebep ne mi? Onu da anlatacağım!
AK Parti'nin 30 Eylül'de yapacağı kongrede Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan son kez genel başkanlığa aday olacak. Zira parti tüzüğünün 75. maddesine göre "aynı kişi kurucu genel başkanlık hariç, en fazla olağan dört dönem genel başkan" seçilebiliyor. Bu ifadeye göre, Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olsa da olmasa da son kez AK Parti Genel Başkan adayı. Mevcut anayasa, yani bir başkanlık ya da yarıbaşkanlık sistemi öngörmeyen bugünkü anayasa çerçevesinde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması halinde vaziyeti ele alalım. Öncelikle Erdoğan'ın 2014'te cumhurbaşkanı adaylığına kesin gözüyle bakılıyor çünkü genel başkan kalmayacağını kendisi deklare ediyor. Cumhurbaşkanı adayı olmayıp, genel başkan ve başbakan da kalmayıp, mesela "think-tank" yapmayı da isteyebilir tabii ki, o da bir tercih özgürlüğü!

MKYK'da değişim

Bugünün konusu AK Parti'nin 30 Eylül kongresinde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun nasıl (MKYK) şekilleneceği. Kongrede ortaya çıkacak MKYK listesi, AK Parti'nin geleceği ve ülke yönetiminin alacağı yön açısından önemli bir işaret olacak. Bu MKYK, henüz bir düzenleme yapılmamış olmasına rağmen 2013 sonbaharında yapılması beklenen yerel seçimlere ve 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerine partiyi taşıyacak. Oradan başlayalım. MKYK senaryolarındaki yanlışlar ve doğrular:

- AK Parti'de bazı isimlerin, özellikle partinin kuruluşundan bugüne etkili olmuş çekirdek kadronun tüzüğün 132. maddesinde getirilen 3 dönem milletvekilliği sınırlaması sebebiyle milletvekilliklerinde son dönemin içinde oldukları doğru.
- Ancak bu maddeye dayanarak söz konusu isimlerin kongrede parti yönetimine giremeyeceklerine dair öngörüler yanlış. Parti yönetiminde yer alacaklar için milletvekili olma şartı aranmıyor. Dolayısıyla, 3 dönem milletvekilliği sınırlamasına dayanarak geliştirilen, "parti yönetiminde 3 dönemi dolacak milletvekillerinin bulunmayacağı" iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Bu tezden hareketle tedavüle sokulan "3 dönem milletvekilliği yapanlardan azade MKYK listeleri" kıymetsiz ve dayanaksız. Kongrede, mevcut MKYK'da 3 dönem milletvekilliği dolanlarla ilgili tasarruflar tüzüğün 132. maddesi uyarınca bir zorunluluk değil tercih meselesidir!

"İkinci adam"

30 Eylül'de yapılacak kongrede ortaya çıkacak MKYK listesinin içerisinden partinin tepe yönetimi çıkacak. Bu süreçte, ikinci adamın kim olacağına yönelik senaryoları sıklıkla duyacağız. "İkinci adam"dan kasıt, tüzükte genel başkan yardımcıları arasındaki protokol sırasının en başında yer alan Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. Bu isme Erdoğan'dan sonra genel başkan vekili olacağı refleksi yahut zannı ile büyük bir önem atfedilmekte. Bu refleksin yahut zannın siyasi teamüller içinde haklılık payı olabilir, bu isim genel başkan vekili de olabilir, yalnız burada ince bir çizgi var. AK Parti Tüzüğü'nün 78. maddesine göre, "Genel başkanlığın herhangi bir nedenle boşalması halinde MKYK on gün içinde toplanarak üyelerinden birini genel başkan vekili" seçecek. Yani, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde kimin genel başkan vekili olacağı, kongreden sonra göreceğimiz MYK'daki görev dağılımı ile değil, Erdoğan'ın istifasından sonra MKYK'da yapılacak seçimle belirlenecek.

Erdoğan'ın adaylık sürecinde istifa etmesi gerekmiyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi 28 Ağustos 2014'te dolacak. Yine mevcut anayasa şerhi düşerek belirtelim, Türkiye yeni cumhurbaşkanı seçim sürecine 28 Ağustos 2014'ten 60 gün önce, 28 Haziran 2014'te girecek. AK Parti Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması ve ardından seçilmesi halinde, cumhurbaşkanı seçildiği gün milletvekilliği ve AK Parti üyeliği düşecek. Erdoğan'ın, mevcut anayasaya ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'na göre, cumhurbaşkanı adayı olması halinde Başbakanlık'tan istifa etmesi gerekmiyor. Buna dair hiçbir yasal düzenleme bulunmuyor. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'na göre, cumhurbaşkanı adayı olacak bürokratların, savcıların, hakimlerin, yüksek yargı mensuplarının, sendika yöneticilerinin, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, il genel meclisi ve il belediye meclisi üyelerinin görevlerinden istifa etmesi gerekiyor. Milletvekilleri veya genel başkanlar içinse böyle bir şart yok. Bu durumda, Erdoğan'ın Başbakan veya AK Parti Genel Başkanı olarak cumhurbaşkanı seçimlerine katılmasının önünde bir hukuki engel söz konusu değil. Muhtemelen bu durumun "etik" olup olmadığı tartışması gündeme gelecek ve muhalefet eleştiri oklarını önce buradan yöneltecek. Ancak, cumhurbaşkanının parlamento tarafından seçildiği günlerde Özal ANAP Genel Başkanı ve Başbakan, Demirel de DYP Genel Başkanı ve Başbakan iken cumhurbaşkanı adaylıklarını açıklamış, cumhurbaşkanı seçildikleri gün bu görevleri sona ermişti.

62. Hükümet'i kurma görevini kim verecek?

Bundan sonrası ise daha çetrefilli bir süreç. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildiği gün başbakanlığı düşecek. Erdoğan Temmuz-Ağustos 2014'ün herhangi bir gününde, mesela 28 Temmuz'da cumhurbaşkanı seçilirse, ant içmek ve göreve başlamak için Gül'ün süresinin dolmasını, 28 Ağustos'u beklemek zorunda kalacak. Burada birçok ihtimalli bir süreç Türkiye'nin önünde. Bu ihtimallerden sadece ikisine bakalım.
-Erdoğan cumhurbaşkanı seçildiği için başbakanlık koltuğu boşalacak, 61. Hükümet de düşecek. İşbaşındaki cumhurbaşkanı, yani 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 45 gün içinde yeni hükümeti kurmak üzere TBMM içinden bir milletvekiline görev vermesi gerekiyor. Gül, bu görevi AK Parti MKYK'da genel başkan vekili seçilen isme de herhangi bir milletvekiline de verebilir. 45 gün içinde hükümet kurulamazsa yine mevcut cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı'na danışarak milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir. Hükümet kurulursa genel seçimlerin yenilenmesi ihtimali ortadan kalkar. 62. Hükümet kurulur, 62. Hükümet iş başı yapana kadar 61. Hükümet görev başında kalır.
-Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiğinin kesinleşmesinin yani seçim sonucunu YSK'nın ilan etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Gül'ün 28 Ağustos'u beklemeden görevinden ayrılması formülü gündeme gelebilir. O halde, Erdoğan 28 Ağustos'tan önce ant içerek görevine başlayabilir. Bu defa 62. Hükümet'i kurma görevini Erdoğan verecek. Erdoğan, bu görevi yine AK Parti MKYK'sının seçtiği genel başkan vekiline de milletvekilleri arasından başka bir isme de verebilir.
Her iki durumda da siyasi teamüllere göre MKYK'da seçilen genel başkan vekilinin 62. Hükümet'in Başbakanı olması beklenen bir durumdur, bir başka milletvekilinin başbakan olması ise beklenmeyen ama olası bir durumdur. Soru şu: 62. Hükümet'in Başbakan'ı "emanetçi" mi "kalıcı mı" olacak?

Erken seçim olmazsa Gül ancak 2015 Temmuz'da başbakan olabilir

Bu sorunun cevabı ise ancak yine bu MKYK'nın partiyi götüreceği olağanüstü kongrede bulunabilecek. 30 Eylül'de seçilecek MKYK, Erdoğan'ın istifasının ardından kongre tarihini belirleyecek. Tüzüğe göre 45 gün içinde olağanüstü kongreye gidilmesi öngörülüyor. Yani, Erdoğan'ın ayrılmasından 10 gün sonra da olağanüstü kongre yapılabilir, 44 gün sonra da. MKYK, 45 gün içinde kongre yapmazsa ne olur? Bunun da bir yaptırımı bulunmuyor, parti sadece uyarı alıyor. Şayet Gül cumhurbaşkanlığına aday olmaz, partiye dönmeye ve AK Parti Genel Başkanı adayı olmaya karar verirse, MKYK'nın belirleyeceği tarihte yapılacak kongrede aday olabilecek ancak genel başkan seçilmesi onu başbakan yapmayacak. Başbakan olabilmesi için milletvekili seçilmesi gerekiyor. MKYK, kongre için hangi tarihi belirlerse belirlesin milletvekili genel seçimlerine 1 yıldan daha az bir süre kaldığından ara seçim formülünün işletilmesi mümkün olamıyor. Sözün özü, erken seçimler öne alınmazsa Gül'ün partiye dönüş senaryolarının hiçbirisinde 2015'e kadar başbakanlığı ufukta gözükmüyor.

62. Hükümet'in Başbakanı AK Parti'yi seçime götürecek

62. Hükümet'in Başbakanı, Gül genel başkan olsa dahi AK Parti'yi seçime götürecek başbakan olacak. Bu isim 3 dönem sınırlamasına takılan bir isim olabilir de, olmayabilir de. 62. Hükümet'in Başbakanı'nın, 30 Eylül Kongresi'nde seçilecek MKYK içinden olması büyük ihtimal, MKYK içinden olmaması sürprizi de masada duran düşük bir ihtimal. Herhangi bir AK Partili'ye genel başkanlığının birinci döneminde, 3 dönem milletvekilliği yaptığı için başbakan olamama sınırını getirmek ne kadar doğru ve haklı olur ya da Türkiye, artık parti genel başkanının başka, başbakanın başka olacağı günlere mi gidecek?

(Bugün gazetesinden alınmıştır)