12 Eylül\'ün topalları ne oldu size?

İdeolojik olarak birbirine taban tabana zıt yüzlerce insanı bir arada görünce galiba bu kez \'topallığımız\' birleştirdi bizi umuduna kapıldım.

Sevincim yine kursağımda kaldı.
“Galiba bu kez olacak” demiştim.
Yine olmadı.
‘Mağduriyetlerimiz’ bile birleştiremedi bizi.
Oysa ilk gün nasıl da şaşırmıştık; “Ne çok mağduru var bu davanın?” diye.
Tarık Akan ya da Süleyman Demirel müdahil olmamış kimin umurunda.
Sağcı, solcu, devrimci, ülkücü, İslamcı yok yok.
Kimi örgütlü, kimi bireysel.
Hafta içi her görüşten insan, daha doğrusu her görüşten ‘mağdur insan’ 12 Eylül davasına müdahil olmak için mahkeme salonuna akın etti.
Oğlunu kaybetmiş Berfo Ana da vardı aralarında, genç yaşta kocasını işkencede kaybetmiş Teren Aksakal da.
Meclis de müdahil oldu, AK Parti, CHP, MHP ve BDP de. 

***

Geçmişle hesaplaşırken “Yeni mağdurlar yaratmayalım” amenna…
Davayı Evren ve Şahinkaya’ya indirgemeyelim o da tamam.
Ama hiç değilse askeri vesayet sisteminin toplumun tüm katmanları üzerinden nasıl da silindir gibi geçtiği gerçeğini bu dava sayesinde bir kez olsun görelim.
Hangi kılıfla gelirse gelsin zalimin zulümden başka ideolojisi olmadığını, darbenin sağcı-solcu ayrımı yapmadığını bu kez olsun anlayalım.
Biraz da Mevlana’nın Mesnevi’de anlattığı leylekle karga hikâyesine güvendim.
Hani sorar ya Mevlana…
“Bir kuşun kendi cinsinden olmayan bir kuşla uçmasının sebebi ne olabilir?” diye.
Sonra anlatmaya başlar:
“Bir kargayla bir leyleğin beraber uçtuğunu, beraber yemlendiğini gördüm. Şaşırdım kaldım. Derken aralarındaki birlik nedir onu bulayım diye hallerine dikkat ettim. Şaşkın bir halde yaklaştım. Baktım gördüm ki ikisi de topalmış...” 

***

12 Eylül davasına müdahil olmak için elinde baston ya da pankartla koşanların hiçbir ortak noktaları yok ‘mağduriyetten’ başka.
Ne yalan söyleyeyim ideolojik olarak birbirine taban tabana zıt yüzlerce insanı bir arada görünce galiba bu kez ‘topallığımız’ birleştirdi bizi umuduna kapıldım.
Yanılmışım.
Çünkü ertesi gün başladı ülkücü-devrimci sağcı-solcu sataşmaları. 

***

Genetik bilimciler insanların kendileriyle benzer-türdeş olanlarla birlikte olmaktan hoşlandıklarını söylüyor. Yani hepimiz doğamız gereği kendi benzerini arıyor şu hayatta...
Kimi zaman bu benzerlik aynı takımı tutmak, kimi zaman aynı partiyi desteklemek, kimi zaman aynı dine inanmak, kimi zaman da aynı ülkeye-millete ait olmak...
Kimlikler üzerimize üzerimize geliyor.
Kimi zaman biz seçiyoruz kimliğimizi kimi zaman kimlikler bizi.
Bu yüzden karga kargayla uçuyor, leylek leylekle.
Ama bazen sıradışı durumlar yaşanıyor Rumi’nin anlattığı gibi...
İşin ilginci sonuçta farklı cinsten olsalar da onları bir araya getiren şey benzerlikleri.
Topal olmasalar birlikte uçmayacaklar.
Daha önce bir yazımda “Birlikte uçmak için illa hepimizin topal mı olması gerekiyor” diye sormuştum.
12 Eylül davası sonrasında yaşanan ideolojik tartışmaları gördükten sonra soruyu değiştiriyorum:
Bir darbenin mağduru sayılabilmek için illa aynı dünya görüşünden mi olmamız gerekiyor?
Topal olmak yetmiyor mu Âdemoğullarına?
Birlikte uçmak için illa karga ya da leylek mi olmamız gerekiyor?

(Radikal)