Yakın Çağ Türk düşünce hayatının mümtaz simalarından Erol Güngör, sosyal bilimlerde kullanılan pozitivist yöntemi aşarak tarih şuuruna dikkat çekmiş ve Türk milletinin kronikleşen meselelerinin çözümü için ortaya bir düşünce üslubu koymuştur.
Son iki yüz yıldır Osmanlı’nın son döneminde ve Türkiye’de devam eden sosyal değişmeyi yorumlamıştır. Meselelere, sosyal bilimlere dünya görüşünü de ekleyerek yaklaşması, Erol Güngör’ü diğer bilim insanlarından farklı kılmıştır.


Bu makalede, Erol Güngör’ün düşünce sisteminin oluşmasında rol oynayan unsurlar başta olmak üzere, onun sosyal bilimlerde takip ettiği yöntem, meselelere yaklaşımı, yorumu, tespit ve tekliflerine değinilerek bir “Erol Güngör Düşüncesinde Metodoloji” tanımlanmaya çalışılacaktır.

 

“Erol Güngör Düşüncesinde Metodoloji”; kanaatimce, onun çok yönlü kimliği, kişiliğinin teşekkülü ve sosyal çevresi, ilgi duyduğu konular, sosyal bilimlerde tercih ettiği yaklaşımlar ve millî meselelerde kullandığı yöntem üzerine oluşmaktadır. Bu kanalları genel olarak ele aldığımızda, “Erol Güngör Düşüncesinde Metodoloji” hakkında da fikir sahibi olacağız.

 

Kişiliği ve kimliği

Erol Güngör’ün eserleri başta olmak üzere, Erol Güngör üzerine yapılan akademik çalışmalar ve diğer etkinlikler, bize, Erol Güngör’ün sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinde uzmanlaştığını göstermektedir. Biz, buna bir de onun felsefe alanındaki çalışmalarını eklemeliyiz.  Nasıl ki tarihteki Türk İslam âlimlerinden İbn-i Sina’yı, İbn-i Haldun’u, Farabi ve diğerlerini sadece bir bilim dalının uzmanı olarak tanımlayamazsak Erol Güngör’ü de sosyal bilimlerin bir dalının uzmanı olarak tanımlayamayız. Örneğin, Erol Güngör’ü, profesörlük tezinin “Değerler Psikolojisi” olmasından dolayı, onu bir sosyal psikolog olarak tanımlamamız mümkün değildir. Erol Güngör’ün çalışmalarında, psikoloji ve sosyoloji başta olmak üzere, antropoloji, pedagoji, felsefe ve hukuk gibi bilim dallarının teorilerini, yaklaşımlarını kullandığını biliyoruz.

 

Diğer taraftan, Erol Güngör’ün çalışmalarının sosyal bilimlerle sınırlı olmadığı da bilinmektedir. Güngör; tarih, edebiyat, tasavvuf, kültür, medeniyet gibi konularda da kalem oynatmış, tahlil yapmış ve temel eserler vermiştir.

 

Gerek sosyal bilimlerin değişik disiplinlerine ilgisi ve çalışmaları gerek kültür, din, tarih, medeniyet meselelerinde yaptığı yorumlar, Erol Güngör’ün çok kimlikli bir sosyal bilimci ve mütefekkir olduğunu açıkça göstermektedir.

 

Sosyal ve dost çevresi

“Erol Güngör Düşüncesinde Metodolojisi”nin oluşmasında önemli rol oynadığını düşündüğüm bir başka etken ise onun çocukluk, lise, üniversite ve akademik yıllarında, içinde bulunduğu sosyal çevresi ve dostlarıdır. Çocukluk döneminde Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evren çizgisindeki dedesi Osman Efendi, lise döneminde Ziya Gökalp ve üniversite döneminde de Mümtaz Turhan’ın Erol Güngör’ün düşünce hayatını etkilediğini söyleyebiliriz.

 

Erol Güngör’ün düşüncelerine etki eden bir başka mekân da Türk düşünce hayatının önemli isimlerinin müdavimi olduğu Küllük Kıraathanesidir. Erol Güngör, bu mekânda Nurettin Topçu, Nihal Atsız, Necip Fazıl, Asaf Halet Çelebi, Emin Işık, Fethi Gemuhluoğlu gibi birçok isimle tanışıp sohbetlerinde bulunmuştur. Erol Güngör aynı zamanda Dündar Taşer, Mehmet Kaplan, Rıza Nur, Ekrem Hakkı Ayverdi gibi isimlerle de beraber olmuştur. Sayılan isimlerin fikrî çeşitliliği, Erol Güngör’ün düşünce metodolojinde bir sentez olarak karşımıza çıkar. Erol Güngör düşünce metodolojisinin bir ayağını da üniversite çevresinin yanı sıra, sosyal ve dost çevresindeki fikir insanları oluşturmaktadır.

 

İlgi duyduğu meseleler

Güngör’ün, sosyal bilimlerin farklı disiplinleri yanı sıra ilgi duyduğu, üzerinde kafa yorduğu ve yorumladığı meselelerin başında sosyal değişme gelmektedir. Erol Güngör, Türk toplumunun, Osmanlı’nın son dönemi ve Türkiye’deki sosyal değişimini incelemiştir. Kültürel etkileşim, millî kültür, tarih, kültür ve tarihin devamlılığı, modernleşme, aydınlar, İslamın uyanışı, tasavvuf, ahlaki değerler gibi farklı konular çalışmalarının ana konularını oluşturmuştur. “Tarih’te Türkler”, “İslamın Bugünkü Meseleleri” ve “İslam Tasavvufunun Meseleleri” ve diğer eserleri bu alanda ilk akla gelen çalışmalarıdır.

 

İlgi duyduğu ve yoğunlaştığı meseleler de “Erol Güngör Düşüncesinde Metodolojisi”nin bir başka tarafını oluşturmaktadır.

 

Analitik yöntem ve tarih şuuru

“Erol Güngör düşünce sistematiğini” belirleyen etkenlerden birisi de Erol Güngör’ün sosyal bilimlerde kullandığı yöntemdir. Söz konusu yöntemde, karşımıza iki ana unsur çıkmaktadır:

 

Birincisi, bilimsel ve analitik yani ampirik yöntem, ki burada Erol Güngör pozitivist yaklaşımdan farklı bir yol izlemektedir.

 

İkincisi ise tarih, kültür ve medeniyet şuurunun şekillendirdiği dünya görüşünün bilimsel çalışmalarına yansımasıdır.

 

Erol Güngör’ü, ne salt bir sosyal bilimci olarak ne de sadece heyecanlarıyla hareket eden fikir adamı olarak tanımlayamayız. O, meselelere ve sosyal olaylara analitik yaklaşan bir akademisyendir. Ancak aynı zamanda mensup olduğu milletin sosyal sorunlarını, çıkmazlarını anlamaya, düşünmeye ve yorumlamaya davet çıkaran bir mütefekkir münevverdir.

 

Bu noktada, münevver kavramı, cümleyi tamamlamak için kullanılan bir kavram değildir. Münevverlik, kanaatimce Erol Güngör’de bir feraset ve şuur, sezi, bir kut bilgisi olarak yorumlanabilir.  

 

Erol Güngör’ün gerek “Şahıslararası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü” gerekse “Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar” adlı profesörlük çalışmalarında, bilimsel yöntem ağırlık teşkil ederken, eleştirel olarak, Güngör’ün dünya görüşü de devreye girmektedir.

 

Diğer bazı çalışmalarında, örneğin “İslam'ın Bugünkü Meseleleri”, “İslam Tasavvufunun Meseleleri”, “Türk Kültürü ve Milliyetçilik” gibi eserlerinde, Erol Güngör’ün dünya görüşünün çok daha açık bir şekilde görüldüğü söylenebilir.

 

Erol Güngör, tarih ve kültürün sürekliliğini savunur. Toplumların varlığı da tarihî ve kültürel bir bütünlük içinde devam eder.

 

Düşünce metodolojisi

Erol Güngör’ün düşünce şeklini oluşturan alanlardan hareketle, genel anlamda “Erol Güngör Düşüncesinde Metodolojisi”; “Bir bilim ve dünya görüşü sentezi” olarak tanımlayabiliriz. Bu bilim ve dünya görüşü; Erol Güngör’ün çok yönlü ve zengin kimliği, etkilendiği fikir insanları ve dostları, ilgi duyduğu ve merak ettiği konular, analitik ve tarih şuuru terkibi üzerine oturmaktadır. O’nu, diğer sosyal bilimcilerden ayıran nokta, felsefi yaklaşımı ve toplum değerlerini dikkate alan yaklaşımıdır.

 

“İslamın Bugünkü Meseleleri” adlı eserindeki “Din değişmediği hâlde, insanların onunla ilgili anlayışları değişiyorsa o zaman bu değişmenin sebeplerini dinde ve insanlarda değil, fakat onların dışında birtakım kaynaklarda aramamız lazımdır…” yorumu, onun fetva ve hüküm cümleleri kullanmadığını ortaya koyuyor. Olayı analiz ediyor. Ne dini ne de Müslümanları yargılıyor. Değişimi anlamaya çalışıyor, okuyucuyu düşünmeye, tefekkür etmeye davet ediyor.

 

Erol Güngör ve biz

Erol Güngör, bizim kuşak için öncelikle bir ağabey, bir düşünce, bir bilim, bir eylem adamı, bir mütefekkir ve aynı zaman da bir münevverdir. Erol Güngör düşünce sistemi, kanaatimce, bize, yani toplum meselelerine kafa yoranlara, öncelikle ait olduğumuz toplumu anlamanın yolunu gösteriyor. Bunun ana şartı bir tarih şuurunun oluşmasıdır. Bir kültür tarihçisi kadar derinlikli olmasa bile, Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı andan itibaren sosyal, dinî, iktisadi ve kültürel değerler tarihini bilmek, yorumlamak ve sentezlemek durumundayız. Çağımızın ihtiyaçlarına göre yeni değerler üretmenin yolu bulunmalıdır. Bu yük, öncelikle aydınların, fikir insanlarının, sanatkârların omuzlarındadır.

 

Erol Güngör’e göre, “Medeniyetleri politikacılar yaratmaz, medeniyet âlimler ve sanatkârların işidir…”


Epistemoloji/ bilgi ile kurulan ilişkinin düzeltilmesi, yani bir takım rüya hâlinde ya da manevi âlemde istişare ile elde edilenler yerine, tefekkür ürünü ve tarih şuurunun sentezi zeminine ulaşılması gerekmektedir. Bunun adı, yeni bir medeniyet tasavvuru olabileceği gibi, yeni bir dil geliştirmek ya da kaybedilen ontolojimizin yeniden keşfi ve güncelleşmesi de olabilir.

 

Veyis Güngör

24 Nisan 2024

 

Bu yazı, 24 Nisan 2024 tarihinde, Ahde Vefa Turan Birliği Derneği’nin düzenlediği “Erol Güngör Paneli” için hazırlanmıştır.